Sahipsiz köpek meselesinin 1 numaralı sorumlusu belediyeler ve işin şovundaki sözde hayvanseverlerdir.
2004 yılında çıkarılan 5199 No’lu Hayvanları Koruma Kanununa göre belediyeler sahipsiz köpekler için rehabilitasyon merkezleri kurmak ve kısırlaştırma yapmakla yükümlü.
Peki 20 yılda ne yapmış bizim anlı şanlı belediyeler? 1393 belediyeden sadece 237’si hayvan barınağı kurmuş. Diğerleri böyle bir sorun yokmuş gibi davranmış. Sonuç: Sokaklarda en iyimser rakamla 4 milyon başıboş köpek var!
CHP lideri Özgür Özel etkin bir kısırlaştırma seferberliği, yeterince barınak ve sokak hayvanları için fon önerisinde bulunuyor. Yerinde ve doğru öneriler. Ancak belediye tartışmasına girmeden şu hatırlatmayı yapmakta fayda var: Sahipsiz köpek sayısındaki artış pandemide katlandı ve iş çığırından çıktı.
İstanbul’da 2004 yılında başlatılan PETİSTANBUL projesiyle her yıl on binlerce hayvan kısırlaştırıldı. 2018’den sonra bu çalışmalar durdu. Ankara’da belediye 5,5 yıldır soruna çare olacak bir adım atmadı.
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’nın verdiği bilgiye göre başıboş köpeklerin kontrol altına alınabilmesi için 1 yılda yüzde 70’inin kısırlaştırılması şart. Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, 1 yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılmış!
Başıboş köpeklerle ilgili AK Partili belediyelerin ihmali yok mu? Elbette ki var. Ancak CHP liderinin “Yeterince barınak ve etkin kısırlaştırma” önerisine öncelikle karşılık vermesi gereken 3 büyük kentin belediye başkanları. Onlarda durum böyleyse varın gerisini siz düşünün.
Ve hayvanseverler. Devlet onlara sahipsiz hayvanlara bakmaları için her türlü desteği vereceğini kanunla ilan etmiş. Mülkiyeti devlette kalmak şartıyla arazi ve binaların tahsisi de dahil.
Sokağa, caddeye mama ve yemek artığı dökmek kolay. Önemli olan insan hayatını dikkate alarak soruna kanun çerçevesinde çözümler geliştirebilmek. Sen kanunu hiçe sayacaksın, sokakları insanlar için güvensiz hale getireceksin ve buna karşı çıkanı da hayvan düşmanı ilan edeceksin. Yok öyle yağma. Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’yi kuduz riski açısından yüksek risk kategorisinde tanımlamasının ayıbı bize yeter! Bu tablo bize yakışmıyor.
Sahipsiz köpekler meselesini siyaset ve belediye tartışmasına girmeden, özeleştiri yaparak ve hatalardan ders çıkararak hep birlikte çözmek zorundayız. Hayvanları uyutmak ne dinimize , ne kültürümüze ne de insanlık vicdanına yakışan bir uygulama olamaz.
Anayasa hem yeni hem de genç olsun
Nüfusumuz 2023 sonu itibariyle 85 milyon 372 bin 377 kişi. Bu nüfusun yüzde 15,1’ini 15-24 yaş grubundaki 12 milyon 872 bin 39 genç oluşturuyor. Nüfus artış hızımız azalsa da Avrupa’nın en genç ülkesiyiz.
Acı olan şu ki: Avrupa’nın en genç ülkesi hala darbe Anayasası ile yönetiliyor. Siyaset sivil anayasa için yıllardır bir uzlaşma zemininde buluşamıyor.
Sevindirici olan şu ki: Memlekette sivil anayasa tartışmalarına gençleri de dahil eden, onların fikirlerini almak için çalışanlar da var.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda gerçekleştirdiği “Gençlerle Sivil Anayasa Buluşması” etkinliğini tam da bu yüzden çok önemsedim. Çünkü gençler olmadan, onların talepleri dinlenip, Anayasa hazırlık çalışmalarına dahil edilmeden ihtiyaç duyulan sivil anayasa yapılamaz.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın “Gençlerin gücüne inanıyorum. Enerjinizi yansıtın ve paylaşın.” sözleri önemli. 12 Eylül cuntasının dayattığı vesayet anayasası genç Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Bakanlığın çalışması umarım siyasi partilere de örnek olur. Yeni Anayasa görüşmelerinde uzlaşamadıkları her konuda gençlere kulak versinler. Sonuçta ülkenin geleceğinde onlar olacak. Hata da yapsalar düzeltecek vakitleri de enerjileri de var.
Emin olun darbecilerden daha iyi Anayasa yaparlar.
Bir yanıt bırakın