Gözde turistik ve tatil yerlerinin yeni sayılabilecek bir sorunu var: Tiny house; yani taşınabilir küçük evler. Bu kısa sürede kondurulabilen “modern gecekondular” hem tarım arazileri hem de tatil ve turizm beldeleri için, büyük bir sorun oluşturma yolunda ilerliyor. O yüzden şimdiden önlem alınması gerekiyor. Bu tehlikeyi öngören bazı yerel mülki amirlikler de hemen harekete geçiyor.
Edirne Valiliğinin kararıyla Saros Körfezi’ndeki tarım arazilerine yerleştirilen tiny house (küçük ev), ruhsatlı plakalı karavanlar ve kaçak yapılar yıkıldıktan sonra çevre illerde de benzer kararlar alınıyor.
Bozcaada’ya sıçradı!
Havasıyla küçük bir kasabayı yansıtan, dar sokaklarında farklı mimarideki eski Rum evleri, deniz ürünleri restoranları, Türkiye’nin iyi korunmuş tarihi kalesi, bakir koyları, temiz ve buz gibi denizi yanında, bir de İstanbul’a olan yakınlığından ötürü pek çok kişinin tercih ettiği turizm merkezi Bozcaada ilçesi son dönemde tiny house diye adlandırılan tekerlekli ahşap evlerin işgaline uğramış durumda. Bozcaada Belediyesi, kaçak konaklamanın önüne geçmek için adada son dönemde çoğalan tiny house olarak adlandırılan tekerlekli ahşap evler için mühürleme işlemlerini uygulamaya koyuyor. Gidişata bakılırsa bu sene bu kararları pek çok valilik ve belediye uygulayacak gibi görünüyor. Bakalım Edirne’den sonra Çanakkale Valiliği başta olmak üzere hangi illerde benzer kararların haberlerini alacağız?
Belediyelerin sokak hayvanları çıkmazı!
Bugün bir başka önemli konumuz ise sokak hayvanları. Hayvan Hakları Kanunu’nda yapılacak değişiklikle sahipsiz sokak hayvanlarının ‘uyutulması’nı öngören yasa teklifi hazırlığının yarattığı tartışma ülke gündemine oturdu.
Tartışmaları takip ederken, “Köpeklere meğer nasıl düşkünmüşüz, onları ne kadar da çok severmişiz” diye düşündüm. Konuyla ilgili oldukları için, çok sayıda belediye ile görüştüm. Ne karar verilirse verilsin işin ucunun yine kendilerine dokunacağını söylüyorlar. Belediyelerin Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerinin, sokaktaki başıboş köpekleri yakalayıp kısırlaştırmak için götürmesi gerekiyor tabii ki! Ekipler bir sokak köpeğini yakaladığında hayvanseverlerin tepkilerine maruz kalıyorlar. Bu konuda insanlar ikiye ayrılmış durumda, gri alan yok! Bazı kişiler ‘uyutulsun’ derken bazıları da hiç dokunulmasın istiyor. Maalesef bu işin arası yok! Bence de pireye kızıp yorganı yakmayalım. İçinde bulunduğumuz dünyada hayvanların da bizler kadar yaşama hakları var.
Yasada bir açıktan söz ediliyor: Sokaktan alınan hayvanlar kısırlaştırılıp aynı yere bırakılmak zorunda. Hâlbuki sadece saldırgan sokak hayvanları için güzel rehabilite merkezleri kurup gerekli bakım ve eğitimleri verildikten sonra tekrar sokağa bırakılsa sorun olmayacaktır. Bu konuyla ilgili de belediyelerde eleman sıkıntısı ve bütçe sorunları varmış. Bunlar çözüldüğünde belki sorunlar ortadan kalkabilir. Tek çare kısırlaştırmak ve rehabilite etmek.
Özetleyecek olursam bence her belediye ilçesinde en az bir barınak ve rehabilitasyon merkezi kurmalı…
Aldığım bilgiye göre üç büyükşehirde başıboş hayvan sayıları şöyle:
*İstanbul: 128 bin 900
*Ankara: 90 bin
*İzmir: 450 bin
Siz sorun yetkililer yanıtlasın
Sevgili okurlar! Yaşadığınız şehirde, sokağınızda, cadde ve kaldırımlarda gördüğünüz aksaklıkları, trafikte karşılaştığınız sorunları, yaşadığınız problemleri sorumlulara duyurmak, şikâyetlerinizi onlara iletmek ve çözüm bulunmasını istiyorsanız, bize iletin. 0530 954 59 59 numaralı telefonumu günün her saatinde arayabilir, whatsapp’tan veya [email protected] elektronik posta adresine şikâyetinizi fotoğraflarıyla birlikte iletebilirsiniz…
Bir yanıt bırakın