Şehirde olmayanı ata toprağında buldu! ‘İnek bile doğurtup para kazandık’

Gazetecilik ve psikoloji mezunu olan Şeydanur Kaya, 5 yıllık çalışma hayatının ardından yüzme antrenörü ve aynı zamanda yazılım alanında da çalışan eşi Necip Kaya ile hayvancılık yapmak için ata topraklarına göç etmeye karar verdi. “İstanbul’da doğup büyümüş olmama rağmen çılgın bir karar verip köye göç ettik” diyen Necip Kaya şu anda 6 inek, 4 buzağı, farklı cins yirmi ördek, 60 tavuk, 5 tavus kuşu, bir köpek ve bir kediyle birlikte Çaycuma’nın Aşağı İhsaniye Köyü’nde yaşadıklarını söyledi.

‘ŞEHİRDE ARAYIP BULAMADIĞIMIZ HER ŞEYE SAHİBİZ’

2021 yılının eylül ayında evlenip balayından döner dönmez köye göç eden çift, bunu yaparken ellerinde çok az bir birikimin olduğunu dile getirerek göç etme nedenlerini şu sözlerle anlattı:

“Yıllardır maaşlı çalışıyorduk fakat bir türlü istediğimiz hayatı yaşayamadığımızı fark ettik. Tüm bunların dışında kendimize, birbirimize ve ailemize ayıracak vakit bulmakta da zorlanıyorduk. İşe gidip gelirken harcanan zaman, yoğun bir kalabalık, sürekli maruz kaldığımız stresler de eklenince artık İstanbul’da yaşamak istemediğimize karar verdik. Çaycuma’ da ata toprağımız vardı. Birkaç yıl evvel abim buraya bir ev yapmıştı. Biz de burayı değerlendirip neler yapabiliriz diye düşündük ve hayvancılık yapmaya karar verdik. En nihayetinde geldiğimiz noktada şu an şehirde arayıp da bulamadığımız her şeye sahibiz.”

‘İLK GELDİĞİMDE SOBA YAKMAYI BİLMİYORDUM’

Daha önce herhangi bir köy ve hayvancılık deneyimlerinin olmadığını, şehirde doğup büyüyen iki insana göre köy yaşamına gayet iyi uyum sağladıklarını dile getiren Kaya ailesi, “Elbette ki zorlandığımız şeyler oldu ve hâlâ oluyor ama bu yeniden öğrenme, keşfetme süreci bize iyi geldi diyebiliriz. Birçok şeyi internetten ve deneyimleyerek öğrendik” dedi. Köye ilk geldiğinde soba yakmayı dahi bilmediğini söyleyen Şeydanur Kaya, “Daha önce hiç inek sağmamıştım hatta dokunmamıştım bile. Hayatım boyunca okuyan ve kağıt kalemle uğraşan biriyken şimdi eşimle birlikte onlarca hayvana bakıp peynir ve tereyağı gibi ürünler yapan birine dönüştüm” ifadelerini kullandı.

Köyde hayvancılık yaparken kendilerini en çok zorlayan konunun sürekli maliyeti değişen ot-yem gibi hayvanların ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunun altını çizen çift, “Fiyatlar neredeyse haftalık olarak değişiyor ve bu bizi oldukça zorluyor çünkü sattığımız ürünlere sürekli bunları yansıtmamız mümkün olmuyor. Onun dışında buraya kışa girerken yerleşmiştik ve kış çok çetin geçti. Hazırlıksız olduğumuz için ısınma konusunda epey zorlanmıştık fakat şimdi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Daha kolay geçeceğini umuyoruz” bilgisini paylaştı. Kaya ailesi, köyde yaşamanın en büyük zorluğunun daha önce burada yaşamayan biri için konfor alanından çıkıp yeni deneyimlere açık olmak olduğunu söyleyip ekledi:

“Kendinizi mutlu edecek yeni şeyler keşfetmeniz gerekiyor. Örneğin şehirde bir kafeye gidip kahve içmek size iyi hissettiriyorken, burada başka şeylerle mutlu olmayı öğreniyorsunuz. Köyde herkes yaşayabilir sadece tembel bir insan yaşayamaz. Çünkü burada gerçekten her gün yapacak bir sürü işiniz oluyor. Bunun dışında doğa ile iç içe, toprakla ve diğer canlılarla temas halinde yaşamak insana motivasyon sağlıyor.”

?

‘4 DÖNÜMLÜK ARAZİ 800 BİN LİRAYA SATILDI’

Geçimlerini kendi hayvanlarından ürettikleri süt ve süt ürünleriyle sağlayan Kaya ailesi, kendilerine butik bir marka da kurdu. Çiftliklerinde abaza peyniri, köy peyniri, isli Çerkez peyniri, tereyağı, süt ve yumurta satıyorlar. Ekstradan kira giderleri olmadığı için de şu anda kendilerini geçindirebildiklerini söylüyorlar. Köyde her zaman bir iş imkanının olduğuna dikkat çeken Kaya ailesi, “Ormandan defne de toplayabilirsiniz, hayvancılık, tavuk, koyun, fındık gibi üretime dayalı birçok iş de yapabilirsiniz. Yeter ki çalışın” şeklinde konuştu. Kaya ailesinin yaşadıkları köy Filyos Liman Projesi’ne 10 dakikalık bir mesafede yer aldığı için yaklaşık 8 ay içinde arsa fiyatları da oldukça yükselmiş. Bu yükselişin daha da  devam edeceğini öngören çift şu şekilde konuştu:

“Yakın bir zamanda köyden 4 dönümlük bir arazi 800 bin liraya satıldı. Ege bölgesine göçmekle Batı Karadeniz bölgesine göçmek arasında elbette ciddi bir fark var ama bu da çok cüzi miktarlara arsa sahibi olabileceğiniz anlamına gelmiyor. Tüm dünyada olduğu gibi artık toprak her yerde değerli.”

‘O HAYVANLARA BAKAMAZSINIZ, ÖLDÜRECEKSİNİZ’ DEDİLER

“Hayatının büyük bir bölümünü köyde geçirmiş insanlar için bizim buraya gelmemiz delilikti” diye konuşan Kaya ailesi, “Hem yapamayacağımızı düşündüler hem de yapabilmemize çok şaşırdılar. İlk başta hayvanlara bakamayıp öldüreceğimizden bile korktular ama biz hiç pes etmedik. İnek bile doğurttuk. Köyde komşuluk ilişkilerinin de şehirdekine göre çok daha yakın olduğunu düşünüyorum. Sınırlarınızı belirledikten sonra keyifli bile oluyor. Birçok konu da yardım aldığımız da oldu” bilgisini paylaştı.

Fiyatların büyükşehirlere göre daha uygun olduğunu dile getiren çift, “Market fiyatları aynı olsa da pazarlar hâlâ biraz daha iyi durumda. Yaz başında tohumlarımızı da ekip kendimize yetecek kadar ürün aldığımız için sebze alışverişimiz oldukça azaldı. Bu da bir kâr sağlıyor” dedi.  Ailelerinin kendilerine güvendikleri için desteklediklerini vurgulayan Kaya ailesi, “Bizleri çok desteklediler ancak ilk başta elimizde güzel mesleklerimiz varken hayvan pisliği temizlemek istememize anlam veremediler. Hayal kuramadığımızı ve mutsuz olduğumuzu anlattığımızda ise bize destek oldular. Hatta ahırımızı bile yaptırdılar, destek olmaya da devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*