Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk kadın yöneticisi, başkanvekili, İcra Kurulu Üyesi, FIFA, UEFA İlişkileri, Dış İlişkiler, Kadın Futbolu ve Sağlık İşleri Sorumlusu Nüket Küçükel Ezberci; Türkiye’deki kadın futbolu, kadın futbolunun dünyadaki yeri, TFF’nin ilk kadın yöneticisi olmasıyla ilgili birçok konuda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Kadın futbolunun, erkek futboluna kıyasla son 20 senede ortaya çıktığını bununla birlikte son 3, 4 yıldır toplumda bir farkındalık yaratılabildiğini ifade eden Nüket Küçükel Ezberci, “Erkek futbolu 1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların başından itibaren gelişen bir süreç. Kadın futbolunu kıyaslayacak olursak, 1971’de kurulan bir dostluk kulübünün dışında son 20 yılda ortaya çıkmış bir olgu. 1973’ten itibaren gelen bir gelişimi var ancak son 3, 4 yıldır kadın futboluyla ilgili toplumda bir farkındalık yaratılabilmiş durumda. Türkiye’deki kadın futbolunun gelişimi olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi” ifadelerini kullandı.
“KADIN FUTBOL TARAFTARI SAYISININ 2033’TE 300 MİLYONA ULAŞMASI BEKLENİYOR”
2033 yılında, kadın futbol taraftarı sayısının 300 milyona ulaşmasının beklendiğinin altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, “Avrupa’da 144 milyon kadın futbol taraftarı var. 2033 senesinde bunun 300 milyona ulaşması bekleniyor. Taraftarların yaklaşık 3’te 1’i kadın futboluyla, futbol dünyasına girmiş. Taraftar kitlesi homojen değil, farklı ve değişik kitlelerden oluşuyor. Bu kitlelerin en önemli ortak özelliği ise güçlü ve ilerici değerlere sahip olmaları. Öte yandan 2033’e kadar 6 kat büyüyerek 686 milyon Euro’ya ulaşması beklenen ticari bir değerden bahsediyoruz. Keza 2033’e kadar kulüp sponsorluğunun değerinin de yine 6 kat artarak 295 milyon mertebesine ulaşması bekleniyor” şeklinde konuştu.
“VERİLERİ ÜST ÜSTE KOYDUĞUNUZDA KADIN FUTBOLUNUN TOPLUMSAL DÜNYAYA VE FUTBOL EKONOMİSİNE OLAN KATKISINI GÖRECEKSİNİZ”
Avrupa’daki bazı futbol verilerini de paylaşan Nüket Küçükel Ezberci, bu verilerden yola çıkarak Türkiye’de kadın futbolunun marka değerini oluşturma çabası içinde olduklarını ifade etti. Kadın futbolunun toplumsal faydalarının yanı sıra futbol ekonomisine de büyük katkılar vereceğine değinen Ezberci, “Kadın futbolu ilham ile güçlendirilmeli. Bana sorarsanız en önemlisi aile dostu, çocuk dostu bir çevreyle ilişkilendiriliyor. Ailede karar verici kadındır. Kadın; nereden alışveriş yapılacağına, eve ne alınacağına, hangi markayla yola devam edileceğine, boş zamanlarda ailenin, çoluğunun çocuğunun nerede zaman geçireceğine karar verir. Dolayısıyla bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman kadın futbolunun, sadece futbol dünyasına değil, toplumsal dünyaya ve futbol ekonomisine olan katkısını da göreceksiniz. 35 yaş altı gençliğin yüzde 63’ü tüm kulüplerin birer kadın takımı olması gerektiğine inanıyor. Şimdi bakın bunlar Avrupa’daki veriler. Bizim Avrupa’dan bağımsız herhangi bir strateji üretmemize gerek yok. Çünkü uzantısıyız. O toplumların buradaki uzantıları olarak bizlerde bu verilerden yola çıkarak kadın futbolunun marka değerini oluşturma çabası içerisindeyiz. Markayı oluşturabilir, kişilerden, yönetimlerden bağımsız, doğru stratejiyle besleyebilirsek kadın futbolu olgusu da güçlenerek yukarıya çıkacaktır. Böyle ümit ediyorum ve de daha çok inanıyorum” diye konuştu.
“KADIN FUTBOLUNUN ASIL SAHİPLERİ, 18 İLE 35 YAŞ ARASINDAKİ DEMOGRAFİK ARALIK”
Kadın futbolunu genellikle 18 – 35 yaş arasındaki bireylerin takip ettiğini, bunun için de yayınların genel olarak dijital ortamda gelişeceğini söyleyen Nüket Küçükel Ezberci, şu ifadeleri kullandı:
“Kadın futbolunun marka değerinin yaratılması için 4 tane ana bileşene ihtiyacımız var. Bunlardan bir tanesi taraftar sayısını arttırmak. İkincisi ticari faaliyetlerle beslemek. Üçüncüsü imaj, prestij, itibar gibi konularda toplumdaki algıyı güçlendirmek. Tabii ki bu üçünü yaptıktan sonra ve onunla eş zamanlı olarak bir de performans var. Sahadaki mücadelenin kalitesi, güzel futbol… Bunların hepsini birleştirdiğimiz zaman bu marka değerini oluşturmamız mümkün olacak. 18 ile 35 yaş arası gençlik ya da o demografik aralık kadın futbolunun asıl sahipleri. Bunun en önemli özelliği sosyal medyayı çok yakından takip etmeleri. Klasik, geleneksel televizyonlardan kadın futbol maçlarını yayınlamak önemli ama bu demografik yapıyla kadın futbolu dijital kanallar üzerinden gelişecek. Bunun da verileri ortada. Bu verileri göz önüne alarak yol haritalarını ve stratejilerini belirlemek çok kolay olacak. Onun için kadın futbolunu geliştirmek isteyen bir dolu paydaş, bu dönemde böyle bir işe el attığımız için şanslıyız.”
“İLK KADIN YÖNETİCİ OLMAK BÜYÜK BİR ONUR VE GURUR”
Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk kadın yönetici olmanın sorumluluğun yanı sıra kendisi için büyük bir gurur kaynağı olduğunun altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, “İlk kadın yönetici olmak, sorumluluktan evvel büyük bir onur ve gurur. Çünkü 99 senedir futbolla ilgilenen ve ilgilenmeye devam edecek toplumun çatı kuruluşunun ilk kadın yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi olmak kelimelerle ifade edilecek bir onur meselesi değil. Benim müktesebatım zaten dış işleri bakanlığından geliyor. 17 sene diplomatlığım var. Sonra iş insanı olup özel sektöre geçtim. Türkiye’nin attığı adımları, geleceğe yönelik hedeflerini çok iyi bilerek yetiştim. Kadının toplumda gittikçe güçleniyor olması, her kurum ve kuruluşta, her yönetim kurulunda kadınların olmasına olan inancın artması ve bunun bir örneği olarak benim ve İdil Hoca’nın 99 sene sonra bu koltuğa oturması çok önemli. Neden önemli biliyor musunuz ? Gelecek nesiller için, futbolla büyüyen kadınlar için önemli. Çünkü seslerinin duyulduğunu, sorunlarıyla ilgilenenlerinin olduğunu, herhangi bir sıkıntı ve sorunda telefonun ucunda olan kadınlar olduğunu biliyorlar. Bunu sadece yönetim kurulu üyeleri olarak düşünmeyin, TFF’de çalışan onlarca kadınımız var. Bunlarla birlikte esasında kadın farkındalığı da gittikçe artıyor” şeklinde konuştu.
“BİZ KADIN FUTBOLUNU AYRI BİR DEPARTMAN OLARAK DEĞERLENDİRDİK”
Yaptıkları strateji toplantılarında 3 büyük kulüple her zaman dirsek temasında olduklarını ayrıca 2’nci ve 3’üncü Lig Kadın Kulüpler Birliği ile de görüşmeler yaptıklarını dile getiren Nüket Küçükel Ezberci, “Rekabet candır, kaliteyi arttırır. Sayın Büyükekşi başkanlığındaki yönetim kurulunun kadın futboluna dair attığı en önemli adımlardan bir tanesi de şu: Biz kadın futbolunu ayrı bir departman olarak değerlendirdik. Necla Hoca teknik direktörümüzdü, bütün kadın futbolunun başına geldi. Bizim için liyakat, işini bilen insanların yönetmesi, stratejileri oluşturması önemli. Dolayısıyla kadrolar arttırıldı. Her yaş grubuyla ilgili olarak yapılar güçlendirildi. Dolayısıyla perde arkasında bunlar oldu. Bu neyi getirdi. Kadın futboluyla ilgili değerlendirmeleri yaparken, federasyonun bu konuya büyük önem vermesiyle onlar da doğru yolda olduklarına dair bir inanca sahip oldular. Az önce de söyledim, çok büyük rakamlar, bütün spor kulüplerinin kadın futbol takımı olması gerektiğine inanıyor. Size ben bir rakam vereceğim. Türkiye’de 5 yaş ile 19 yaş arasındaki 3 grupta (5-9, 10-14, 15-17 yaş) 9 milyon çocuk var. Bu rakamın bizlere heyecan vermemesi mümkün değil. Sadece futboldan bahsetmiyorum. Bu 9 milyonun belirli bir oranını başarılı atletler olarak hayal edelim. Dolayısıyla bütün kulüplerimiz ekonomilerini geliştirmek, ekosistemlerini kuvvetlendirmek için, bu rakamlara bakarak karar veriyorlar zaten. Beşiktaş, kadın futbolunda öncülerden bir tanesidir. Hakikatten bu işe çok önem verirler. Biz KPMC ile yaptığımız strateji toplantılarında 3 büyük kulübümüzle her zaman dirsek temasında olduk. Çünkü onların da tecrübeleri de çok önemli. Diğer taraftan 2’nci Lig ve 3’üncü Lig Kadın Kulüpler Birliği başkanıyla 1 saat bir toplantı yaptık. Sahadaki tecrübeleri de alıp, özümseyip olması gerekenle eşleştirdikten sonra uzun soluklu stratejilerin oluşmaması mümkün değil. Onun için bu kulüpler bunları görerek yola çıkıyorlar. Bu da çok heyecan verici” ifadelerini kullandı.
“18 YAŞ ALTI LİSANSLI 4 BİN 750 TANE KADIN FUTBOLCUMUZ VAR, BU AVRUPA’NIN SADECE YÜZDE 2’Sİ”
18 yaş altında 4 bin 750 futbolcu olduğunu ve bunun Avrupa’nın sadece yüzde 2’lik kısmını oluşturduğunu söyleyen Ezberci, “Ailelerinde bilinçlenmesi, kızlar için de geçerli bir spor dalı olarak telakki edilmesi de çok önemli. Bakın toplumların değişimi, zihniyetlerin değişimi keşke bugünden yarına olan bir olgu olsa. Zamanın da kendine has bir zamanı var. Dönüp baktığınız zaman ben size şimdi Türkiye’deki kadın futboluyla ilgili bazı veriler de vereyim. 18 yaş altı lisanslı 4 bin 750 tane kadın futbolcumuz var, bu Avrupa’nın sadece yüzde 2’si. 18 yaş üstünde ise bu sayı bin 250, bu da Avrupa’nın sadece yüzde 0.46’sı. Futsal spor okullarında sayı 45 bin, yine Avrupa’nın yüzde 2’si. Bu rakamlardan fazla da kadın hakemimiz var bu arada. Dolayısıyla bu rakamlara baktığımız zaman daha önümüzde uzun bir yol var” dedi.
“KLİŞE BİR LAF AMA FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİL”
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından futbolun sadece futbol olmadığının bir kez daha görüldüğünü belirten Ezberci, “Kadın futboluyla ilgili stratejiyi, bunun parametrelerini, olması gereken ve olmaması gerekenleri ortaya koyarken, bunun yaşayan bir süreç, strateji olduğunu asla unutmamamız lazım. Sebebi de şu. Bu strateji nefes alıp veren bir strateji olmalı. Bakın şunu söyleyeme çalışıyorum. Deprem oldu ve deprem bölgesindeki 14 milyon insanımız doğrudan etkilendi. Can kayıplarımız ve toplumumuzda ciddi moral bozukluğu oldu. İlk günden itibaren futbolun sadece futbol olmadığı, sadece 1 futbol topu ve 2 kale direğiyle açıklanamayacağını, büyük bir moral ve destek olduğunu gördük. Yaşayan nefes alan stratejiler derken bundan bahsediyorum. O kadar kız çocuğumuz şu an orada o konteyner kentlerin arasında topla birlikte zamanı ve zemini unutabiliyorlar. Bunun reçetesi ve şifası kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil. Ben sağlık sektöründen geliyorum. Onun için şifa kelimesinin o boyutta yarattığı etkiye şapka çıkarmamak mümkün değil. Çok klişe bir laf ama futbol sadece futbol değil. Dolayısıyla futbol, insanın olduğu her yerde muhakkak hayatın ortasında olabilmeli. Onun için stratejilerin de besleniyor ve gelişebiliyor olması lazım.
Biz bunu yaparken çatı kuruluşuyuz kuralları belirleriz ama bu paydaşlarla birlikte her şeyi ortaya koyduğunuz zaman değerli. Biz herhangi bir stratejik çalışmada futbol kulüplerini almadan nasıl yola çıkarız, çıkmamalıyız zaten. Kapalı kapılar ardında çalışmalarımızı yapıyoruz. Kavgalarımızı yapıyoruz. O günlük şikayetleri dinliyoruz. Ama kısa dönem halledelim diyoruz. Olması gerekeni yapalım. Tamam ama orta vadeli çözümler için de bizimle birlikte olun diyoruz. İnanılmaz bir sinerji var. O da beni çok mutlu ediyor. Bir de kadın olarak geldiniz, oturdunuz size destek olan da yoktur. İdil Hoca, Necla Hoca ve ben bu yönetim kurulunda da dışarıda da en büyük desteği erkeklerden alıyoruz. Onun için kısa zamanda esasında hızlı adımlar atabildik. Atmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
“HER YAŞ GRUBUNUN FUTBOLLA TANIŞMASI İÇİN ÇOK GÜZEL PROJELERİMİZ VAR”
Kız ya da erkek demeden çocukların futbolla daha erken yaşlarda tanışması için projeler geliştirdiklerinin altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, “UEFA’nın az önce saydığım yaş gruplarına göre muhteşem projeleri var. Biz bu projeleri aldık ve stratejilerimizin orta yerine koyduk. Her yaş grubunun futbolla tanışması için çok güzel projelerimiz var. Avrupa Birliği programlarıyla da bu çalışmalar yapılıyor. Büyükekşi başkanın attığı en önemli adımlardan bir tanesi futbol denilen olgunun kız ve erkek fark etmeden ilk okullara yerleştirilebilmesi. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı, Spor Bakanlığı ve federasyon tarafından çok kapsamlı bir protokol hazırlandı. O protokol deprem sırasında imzalanacaktı. Bir parça daha az gelişmiş bölgelerimizde veya her okulda beden öğretmenleri olmayabiliyor. Biz sınıf öğretmenlerimizi eğiterek, sertifikalar, lisanslar vererek onları futbol dünyasında birer eğitmen haline getiriyoruz. Kız ve erkek fark etmeden çocuklar çok küçük yaşlarda futbolla tanışacaklar. İlla profesyonel olarak futbol oynayacaklar diye bir şey yok. Önemli olan futbolla birlikte mücadele, azim, dürüstlük, her yolun mübah olmadığı, sonuçtan ziyade sürecin çok önemli olduğunu, çocukların kafalarına küçücük yaşta kazımak. Futbol sadece futbol değil. Dolayısıyla buna da hizmet edecek çok güzel projeler var. Necla Hoca’nın rolünü çalmayayım. Bütün başarı ona ve ekibine aittir. O da çok güzel bilgisini versin” ifadelerini kullandı.
“YAĞMUR SPOR KADIN FUTBOL TAKIMINI ZİYARET EDECEĞİZ”
Muş’ta genç kızlar erken yaşta gelin olmasın diye kurulan Yağmur Spor Kadın Futbol Takımı’nın TFF 3’üncü Lig 19’uncu Grup’ta yaşadığı şampiyonluğun Türkiye’de büyük ilgi gördüğünü bununla birlikte kulübü ziyaret etmek için hazırlıklar gerçekleştirdiklerini dile getiren Ezberci,
“Onları ziyarete gideceğiz. Geçtiğimiz günlerde Büyükekşi başkan Ankara’daydı. 6 kulübü gezdik. Tabii dönüşte dinlenirken, başkan programını yaptı. ‘Muş’a gitmemiz lazım, Muş’a gidilecek’ dedi. Ben de doğuluyum. Dolayısıyla bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Onun için Fatih Altaylı Bey yazmıştı, hepimiz okuduk. Armağan Bey bize gönderdi, heyecanlandık. Hatta davet mi edelim yoksa gidelim mi dedik. Ben de başkana gidelim dedim. Misafirleri olalım, bakalım yerlerini, nelere ihtiyaçları olduğunu görelim dedim. Bu sadece bir örnek. Bizim bu ekosistemi, bu ziyaretleri devamlı yapıyor olmamız lazım. Yine kadın futbolu özelinde yeni bir yapılanma olacak. 2’nci ve 3’üncü liglerin sorumluluğu ayrı, 1’inci Lig’in ayrı olacak. Özellikle bu dönemde onların devamlı bir el uzağında olacağız. Bu bizim için de çok önemli” diye konuştu.
“DOĞUDAKİ ANNELER ÇOCUKLARIN KIZ, ERKEK FARK ETMEDEN SPORLA İLGİLENMELERİ GEREKTİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYOR”
Son olarak ailelere de çocuklarını spora yönlendirme çağrısında bulunan Nüket Küçükel Ezberci, sözlerini şöyle noktaladı:
“Kız çocuğu anne, babası olmak çok zor iş. Kendi ailemden biliyorum. Doğulu bir aile, doktor bir anne, babanın çocuğuyum. Doğunun iklimi serttir, Doğu endişe eder. Doğu, genelde bardağın boş tarafını görür. Benim verebileceğim tek tavsiye, bardağın dolu tarafına bakıp orayla gururlanırsak, eskisini, eksisini, yanlışını, olmamışının üzerine enerji vermezsek o zaman her şey çok güzel olacak. Ben buna çok inanıyorum. Doğudaki anneler
çocukların kız, erkek fark etmeden sporla ilgilenmeleri gerektiğini çok iyi biliyor. Anne bilir, annenin eğitim seviyesi önemli değildir. Anne; çocuğunu nerede, hangi şartlarda koruyacağını bilir. Bunun adı anneliktir. Dolayısıyla babalar sadece annelere ve çocuklarına yol versinler. Bunu söyleyebilirim. Çocuk çünkü istediğini alacak. Çünkü sosyal medya var.”
Bir yanıt bırakın