55 yıllık geçmişiyle Türk ticari araç sektörünün en önemli temsilcilerinden olan TEMSA, 2021 ve 2022 yıllarında 3 haneli büyüme performansının yanında elektrifikasyon alanında da dünyanın önde gelen üreticilerinden biri haline geldi. TEMSA, Adana’da ürettiği elektrikli araçlarını İsveç’ten ABD’ye, Romanya’dan Litvanya’ya uzanan çok farklı coğrafyalara ihraç ediyor.
Ekonomi basınıyla bir araya gelen TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu bugüne kadar geliştirdikleri elektrikli araç sayısının 8’i bulduğunu ifade ederek şunları dile getirdi:
“Sürdürülebilirlik bizim büyüme hikâyemizin motoru. İsveç’in Öckerö adasında, Silikon Vadisi’nde TEMSA markalı elektrikli araçlar kullanılırken, ülkemizde de bu araçların yaygınlaşması en büyük temennimiz. Biz bunun için teknolojik olarak tamamen hazırız. Bunu bir ülke politikası olarak ele alıp, burada gerekli düzenlemeleri yapabilirsek, çok önemli bir rekabet avantajını da elde etmiş oluruz. TEMSA olarak 2025 yılında, şehir içi segmentinde üretilen her iki aracımızdan birisinin elektrikli olmasını hedefliyoruz.”
‘Akıl ve güç birliği’
Türkiye’nin uzun süredir Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi olduğunun altını çizen Doğancıoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Bu başlı başına ülkemiz ekonomisi için çok önemli bir değer. Ama bununla yetinmek sektör için tehlikeli bir bakış açısı. Elektrifikasyon bugün sadece bir fırsat değil aynı zamanda bir zorunluluk. Biz ülkemizin çok hızlı bir şekilde bu dönüşüme adapte edemezsek, tüm bu kazanımlarımızı birilerine kaybedeceğiz. Bunun için de hem belediyeler hem özel sektör hem de halk nezdinde bu talebi yaratmamız gerekiyor. Bu kapsamda yasal düzenlemelerin ve finansman mekanizmalarının devreye alınması çok önemli. Çünkü elektrikli araçların ilk satın alma maliyeti yüksek. Bu bir gerçek. Ama bakım maliyeti, yakıt maliyeti; yani kısacası sahip olma maliyeti göz önüne alındığında 3-4 yılda daha avantajlı hale gelebiliyor. Dolayısıyla burada bizim çözmemiz gereken asıl sorun satın alma maliyeti.
Baktığınızda İtalya bu emisyon geçişini destekleyebilmek için yaklaşık 25 milyar euro’luk bir kaynak ayırıyor. Bunun gibi çok örnek var dünyada. Bizim de kendi ülkemizde, kendi gerçekliğimizde bu tarz mekanizmalar yaratmamız şart. Çünkü biz bu konuda bir taahhüdün altına girdik ülke olarak. Tüm yeni kamyon ve otobüslerde, 2030 itibarıyla yüzde 30; 2040 itibarıyla yüzde 100 oranında bir emisyon azaltım hedefimiz var. Bunun için tüm ekosistemin akıl ve güç birliği şart.”
‘Michelin için gelen karbon karnesi sorar’
Bugün ülkelerle birlikte şehirlerin de büyük bir rekabet içinde olduğunu ifade eden Doğancıoğlu şunları söyledi:
“Tüm çevresel avantajlarının yanında, elektrifikasyon şehirlerimizin turizm performansını da doğrudan etkileyecek bir faktör. Bugün İstanbul başta olmak üzere birçok şehrimiz, yüksek gelir grubundaki turistlere öncelik veriyor. Vermeli de… Bunun için birçok aksiyon alınıyor. Artık Michelin yıldızlı da çok sayıda restoranımız var mesela. Ama çok yakında, turistler dahi sizin şehirlerinizin karbon yoğunluğunu da değerlendirecek. Burada Michelin yıldızlı restorana gidecek olan turisti siz zayıf bir karbon karnesiyle Türkiye’ye getiremeyeceksiniz. Yani elektrifikasyon aslında çok kompleks bir konu.”
TEMSA’nın son yıllardaki büyüme performansı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Doğancıoğlu, şu bilgileri verdi:
“2021 yılını yüzde 122’lik bir büyümeyle tamamladıktan sonra 2022’de ciro büyümemiz yüzde 157’yi buldu. Yani 2020-2022 arası kümüle olarak baktığımız yüzde 500’e yaklaşan bir büyümemiz var. 2023’e de oldukça iyi başladık. İlk çeyrekte ciro büyümemiz yüzde 100’e çok yakın. Diğer yandan, ülkemizdeki tüm zorlu koşullara rağmen, yurt içi otobüs satışlarımızı da yüzde 114 oranında artırdık. Türkiye’deki toplam otobüs pazarına baktığımızda ise geçtiğimiz yılın ilk 3 ayında 348 adet olan satışlar bu yıl 482 adede çıktı.”
Bir yanıt bırakın