Klonlanmış maymun ReTro, ikinci yaş gününde nadir bir dönüm noktasına ulaştı

Bilim insanları memelilerin geleneksel klonlama yöntemlerini değiştirerek üçüncü yaş gününü geride bırakan sağlıklı bir rhesus maymunu elde etti. Bu, türün ilk başarılı klonlama işlemi ve primatların genetik mühendisliğinin zor olduğu düşünüldüğünde araştırmacılar için büyük bir olay.

Somatik hücre nükleer transferi (SCNT) olarak bilinen ‘geleneksel‘ klonlamada yapılan değişiklik, embriyonik gelişimin ilk aşamalarında küçük bir numara içeriyor. Geleneksel olarak, klonlanmış DNA içeren yumurta bir taşıyıcı annenin rahmine yerleştirildiğinde, plasentanın nasıl geliştiğiyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor ve bu da yüksek oranda başarısızlıkla sonuçlanıyor. Ancak Çin Bilimler Akademisi’nden (CAS) araştırmacılar, klonlanmış embriyonun plasenta oluşturan trofoblast tabakasını, in-vitro fertilizasyonla üretilen bir embriyodan elde edilen daha sağlıklı bir tabaka ile değiştirdi.

Yaşam süresi bakımından rekor

Bilim insanları ReTro adı verilen erkek rhesus makakının (Macaca mulatta) şimdiye kadarki başarılı yaşamını klonlamada ileriye doğru atılmış büyük bir adım olarak kutlarken, plasental kusurlar ‘geleneksel’ klonlamanın başına bela olan pek çok sorundan sadece biri. Bir vücut hücresinin çekirdeğinin çekirdeksiz bir yumurta hücresine yerleştirildiği bu süreç, yaygın biyolojik zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Öte yandan ekip şimdiye kadar 113 rhesus maymunu embriyosu klonladı, ancak bunlardan sadece 11’i yedi taşıyıcı anneye yerleştirilmek üzere uygun bulundu ve iki gebelikle sonuçlandı. Bunlardan ReTro tek canlı doğumdu; diğer taşıyıcı anne gebeliğin 106. gününde ikizlerini kaybetti.

Bilim insanları, ilaç etkinliği ve güvenlik testlerindeki değişkenliği ortadan kaldırmak için genetik olarak özdeş hayvanların klonlanmasının değerli olduğuna inanıyor. Rhesus maymunları genomlarının yaklaşık %93’ünü insanlarla paylaşıyor ve bu nedenle tıbbi araştırmalar için bunlar en uygun primatlar. Bununla birlikte, bilim insanlarının hayvanları denklemden çıkarmanın yollarını bulmak yerine, potansiyel ilaçları test etmek için laboratuarlarda kalmak üzere insana yakın organizmaların klonlanıp klonlanmaması gerektiği de dahil olmak üzere etik sorular da mevcut.

Koyun Dolly’nin SCNT ile klonlanmasından bu yana neredeyse 30 yıl geçti ve bu süreç domuz, köpek, fare, sığır, tavşan ve primatların biyolojik kopyalarını yapmak için kullanıldı. Ancak dediğimiz gibi SCNT doğumlarda hayatta kalma süresi genellikle kısa oluyor. Çin araştırmacılar ise “Bu strateji, özellikle erken embriyonik gelişim ve yerleştirmede çok önemli bir rol oynayan trofektoderm ile ilgili sorunları ele alarak başarı oranlarını artırmak için büyük umut vaat ediyor” diyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*