Tüm dünya, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazı ve telsizleri patlatarak yaptığı terör saldırısını konuşuyor.
İsrail’in bu saldırısında binlerce kişi yaralanırken, 25 kişi ise hayatını kaybetti.
Yaşana bu olayın ardından Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, canlı yayında konuştu ve İsrail’in saldırılarına karşılık vereceklerini söyledi.
Konuşmasına, “Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” diyerek başlayan Nasrallah, “Doktorlar, hemşireler tüm tıp ekiplerine teşekkür ediyorum. Fedakarlıkları bizi derinden etkiledi.
Ülkenin dört bir yanından kan bağışı yapıldı, salı günü yapılan bağış şimdiye kadarki en büyük kan bağışı oldu” diyerek başlayan Nasrallah, şu ifadelere yer verdi:
“UZUN SÜRE BÖYLE BİR DAYANIŞMA GÖRMEDİK”
Muayenehanelerin kapılarını açan doktorlara teşekkür ediyorum. Bütün Lübnan halkına teşekkür ediyorum. Bütün bölgelerde bizimle işbirliği yaptılar, dayanışma sağladılar. Mezhepçilikten, siyasetten ötede dayanışmada bulundular. Bütün liderlere, dini, siyasi mercilere, bakanlara, milletvekillere, partililere, akademisyenlere, medyaya teşekkür ediyorum.
Bu temiz kanların bereketi gördük. Lübnan’da tekrar şunu gördük. Büyük bir insani ve ahlaki dayanışma oldu. Uzun süre böyle bir dayanışma görmemiştik.
Aynı zamanda destek olan bütün devletlere teşekkür ediyorum. Irak hükümeti, İran İslam Cumhuriyeti onlarca yaralıyı taşımak için uçaklar gönderdi ve yine gönderiyorlar. Suriye hükümetine teşekkür ediyorum, Şam’daki hastaneleri açtılar. Lübnan hükümetini arayarak dayanışma bildiren bütün hükümetlere teşekkür ediyorum.
Bu alçakça saldırıyı protesto eden, kınayan bütün devletlere teşekkür ediyorum. Özellikle Filistin, Yemen, Irak, Suriye ve İran’da. Asıl teşekkür ve şükrü Allah’a ediyoruz tabii. Böyle bir musibet böyle bir imtihan, daha fazla belaları bizden uzak tuttuğu için.
“NE AHLAKİ NE YASAL”
Salı günü düşman İsrail binlerce çağrı cihazını hedef aldı ve eşzamanlı olarak patlattı. Düşman bu operasyonda bütün ilkeleri çiğnedi, kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi umursamıyorlar. Ne ahlaki ne insani ne de yasal olarak. Patlamaların bazıları hastanelerde oldu.
Çağrı cihazı taşıyanların bazıları hastanelerde, eczanelerde çalışıyordu. Çarşı, mağaza, evlerinde olanlar, araçlarında olanlar vardı. Ana yollarda ve birçok sivil, kadın, çocuklar da taşıyordu çağrı cihazlarını, sadece Hizbullah’ın savaşçıları değil.
Sivillerin kullandığı cihazı hedef aldılar. Sadece bizde değil bütün dünyada kullanılan cihazlar. Hastaneler ve ticari firmalar kullanıyor.
Çarşamba günü de kablosuz cihazları yine aynı şekilde telsizleri patlattılar. Ambulanslar ve hastanelerdeki telsizleri patlattılar. Bu düşmanlığın sonunda onlarca şehit verdik. Kadın, çocuk ve siviller var. Binlerce insan yaralandı.
“4 BİN KİŞİYİ ÖLDÜRMEK İSTEDİLER”
Gerçek sayılar zamanla ortaya çıkacak. Yaralananların birçoğu hastaneye girip çıktılar, belki de yaralı bile sayılmadılar. Gerçek sayılar sonradan ortaya çıkacak.
Düşman ne yapıyor? Düşmanın niyetine bakıyoruz. Çağrı cihazlarını hedef aldı farz edelim. 4 binden fazla cihaz vardı farz edelim. 4 bin cihaz Hizbullah’ın gençlerine, bacılarımıza, kardeşlerimize dağıtıldığını zannediyorlar. Bunlar 4 bin kişiyi 1 dakikada öldürmek istediler.
“BU BİR SAVAŞ İLANIDIR”
Bu yapılana ne ad verelim? Bu büyük terör eylemine ne diyelim? Toplu soykırım. Biz salı günü ve çarşamba günü soykırımı diyoruz. Bu düşmanla yaptığınız savaşta bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri, bölgemizde tam kötülük olan İsrail, Lübnan’a, halka, direnişe, egemenliğimize sürekli saldırıyor. Savaş suçu bu, savaş ilanı. İstediğiniz ismi verebilirsiniz, bunlar hak ediyor.
Yüce Allah büyük rahmetiyle ve keremi ve lütfuyla birçok insanımızın kurtulmasını sağladı. Birçok belayı bizden uzaklaştırdı. Bu yaralılardan birçoğu hafif yaralıydı, belki de şehitlerin sayısı kadar.
“BİRÇOK CİHAZ KAPALIYDI”
Birçok cihaz kapalıydı ve hizmet dışıydı. Bazıları arkadaşlarımızdan uzaktı, bazıları dağıtılmamıştı bu. Düşmanın niyeti dediğim gibiydi. Yüce Allah kendi rahmetiyle ve şüphe yok ki yerde kalmış bir yaralımız olmadı. Bütün ambulanslar, Kızılhaç, Kızılay ve diğer sağlık kurumları, insanlarımız büyük çaba gösterdiler. Herkes işbirliği yaptı. Ordumuz, güvenlik güçleri, hastaneleri. Onların bu hedefe ulaşmasını engelledi.
Salı ve çarşamba günü 5 bin kişiyi öldürmek istiyorlardı. Allah’ın lütfu ve insani çalışmalar sayesinde. Halkımız çaba gösterdi. Hedeflerine büyük ölçüde ulaşamadılar. Ne gerçekleşti nasıl gerçekleşti, ona bakalım. İçimizde birçok araştırma komiteleri, komisyonları kurduk. Bütün senaryoları teknik olarak inceliyoruz.
Bir sonuca ulaştık, hemen hemen kesin ama biraz daha zaman istiyor sonucu kesinleştirmek için. Bu olayın sonucu nedir? İster bu cihazları bize satan firma Lübnan’a ulaştıran ve dağıtımına kadar. Üretenden elimize ulaşana kadar. Hepsine kısa sürede bakıp, kesin sonuç alacağız. O zaman bu olayın nasıl gerçekleştiği tam olarak belli olacak.
“GÜVENLİK DARBESİ ALDIK”
eknik olarak nasıl bu olay gerçekleştirdiler, hangi yoldan gerçekleştirdiler süratli bir şekilde inceliyoruz. Hiç şüphe yok ki gerçekleri görmemiz lazım. Biz büyük bir güvenlik darbesi, insani darbe aldık. Direnişin Lübnan’daki tarihinde eşi benzeri olmayan darbeydi bu. Lübnan’daki düşmandan hiçbir zaman böyle darbe almamıştık. İsrailli düşmanlarımızla yaptığımız savaşta bu tarz saldırıya uğramamıştık. Belki de dünya tarihinde bile bu tarzda bir saldırı olmamıştı.
Biz büyük bir darbe aldık evet. Ama bu savaşın doğası böyle. Çatışmanın doğasında bunlar var. Düşmanımızın teknik, teknolojik olarak üstünlüğünü biliyoruz. Sadece İsrail değil ki, ABD, Batı arkasında. En yeni teknolojiye, teknik güce sahip olanlar karşımızda duruyorlar.
Bu çatışmaya girdiğimizde fedakârlıklar yapıyoruz, zafer yolunda sürekli çaba harcıyoruz. Tarih boyunca bu savaşın etrafındaki olanlar biliyor ki, karşılıklı olarak bazen biz kazanıyoruz bazen düşman kazanıyor.
“ACELE ETMEYECEĞİZ”
Hasan Nasrallah, saldırılara ilişkin son bir değerlendirme yapacaklarını ancak bazı teyitlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Güvenlik, üretim, nakliye, gümrük, depolanma aşamalarından saldırı anına kadar detaylı şekilde incelenecek. Gerçekler şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılacaktır. Aceleyle hareket etmeyeceğiz.“ diye belirtti.
Bir yanıt bırakın