Ramazan ayı, tüm gün aç kalınmasının ardından aile fertlerinin ve dostların bir araya geldiği, çeşit çeşit yemekle süslenen iftar sofralarında yemeğin biraz fazla yenebildiği, gün doğmadan uyku bölünerek sahura kalkılarak yemek yenen, beslenme rutininde ve sağlıkta önemli değişikliklere yol açan bir ay. Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Binnur Okan Bakır, “Ramazan süresince sahura kalkılması, ilk öğünün gün başlarken yapılması önemlidir. Sahurda yediğimiz besinlerin türü ve miktarı yaşayacağınız günün kalitesini, iyilik halimizi, zihinsel kapasitemizi ve metabolizmamızı etkiler” diyor. Bakır’ın Milliyet okurlarına önerileri var…
Hamur işleri tok tutar: Yanlış. Tüm gün tok tutacağına inanılan hamur işleri, poğaça, kek, kurabiye gibi işlenmiş karbonhidratlardan zengin yiyecekler kan şekerimizde dengesizliğe, gün içinde halsizlik, yorgunluk ve erken acıkma hissine neden olabilir. İşlenmiş karbonhidratlar yerine tam taneli, tam tahıllı ekmek ve ürünleri tercih edilmeli, porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir.
İşlenmiş et ürünleri tok tutar: Yanlış. Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinin tüketilmesi gün boyunca susuzluğa sebep olacaktır. Yumurta ve çok tuzlu olmayan peynirler gibi protein kaynaklarının tercih edilmeli.
Zeytin sağlıklıdır: Evet bu doğru ancak tuzsuz olursa. Yine gün boyu susuzluğa sebep olabilir. Tuzsuz zeytin, çiğ fındık, badem, ceviz, kaju gibi kuruyemişler tercih edilebilir.
Hızlı yemek: Sürenin kısıtlı olduğunu düşünerek veya açlığın etkisiyle hızlı yemeyin. Hızlı yemek, yemek borusu ve mide başta olmak üzere tüm sindirim sistemine zarar verir.
Sıcak çorba iyi gelir: Çorba, kaynar olmamalı. Besinleri çok sıcak veya soğukken tüketmek sindirim sistemi hastalıklarını tetikleyebilir.
Meşrubat içeyim: Yanlış. Gün içinde susuzluğu azaltabileceğini düşünerek gazlı içecek, meşrubat, meyve suyu gibi içecekleri tüketmeyin. Su, ayran ve süt gibi sıvılar hem vücut suyunuza katkıda bulunur.
Şeker ihtiyacımı karşılayayım: Reçel, pekmez, kakaolu kremalar gibi basit şeker içeriği yüksek yiyeceklerin fazlaca tüketimi kan şekerinde dengesizlik, halsizlik ve yorgunlukla sonuçlanabilir. Makul ölçüde tahin, hurma ve diğer kuru/taze meyveler tüketmek tokluğunuza ve kan şekerinizi dengelemenize yardımcı olur.
Susuzluğumu giderir: Yanlış. Çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek sıvılar idrar çıkışını arttıracağı için fazla tüketimi susuzluğu arttıracaktır. Aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır.
Akşamdan kaldı: Sahurda akşamdan kalma ağır yemeklerin, kızarmaların, çok yağlı yiyeceklerin tüketimi hem uykuda hem de gün içinde mide ve bağırsak rahatsızlıklarına neden olabilir, ayrıca susama hissini arttırabilir.
Geceden yiyip yatarım: Sahura kalkmamak için gece geç saatte yemek yiyip yatılması ise kesinlikle önerilmemektedir. Yatmadan önce büyük porsiyonların tüketilmesi başta reflü olmak üzere sindirim sistemi sorunlarına yol açmaktadır.
Kilo veririm: Ne yazık ki öğün aralarını çok uzatmak beden sağlığına en fazla zarar verebilecek uygulamalardandır. İftardan sonra bir ara öğün yapılması, sahura kalkılarak makul porsiyonlar tercih edilmeli.
Kronik hastalığınız varsa doktora danışın
Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları önerilmez. Yeni kalp krizi geçiren kişiler, kalp damarlarında ciddi darlıklar olup şikâyetleri kontrol altında olmayan hastalar, kalbin kanı pompalama gücünün zayıf olduğu ileri evre kalp yetmezliği hastaları, kan basıncının kontrolünün iyi olmadığı yüksek tansiyon hastaları, kalp kapaklarında ciddi problem olan hastalar, insülin kullanan ya da şeker düşüklüğü yaşama riski olan diyabet hastalarının oruç tutması sakıncalı olabilir. Bu hastaların mutlaka doktorları ile görüşmeleri gerekir. Doktorunun izni ile oruç tutabilir. Diyalize giren evre 5 ve diyaliz hazırlığı yapılan evre 4 rahatsızlığı olanların mutlak surette oruç tutması sakıncalı.
YARIN: Sahurda meyve tüketmenin önemi
Bir yanıt bırakın