Yeni sezona büyük umutlarla başlayan ve ilk 3 haftada galibiyetle tanışamayan Göztepe’yi değerlendiren usta kalemlerimiz, “Sarı kırmızılılar bu futbolla bir yere varamaz. İnce ayrıntılar profesyonellerin işi. Sorun olduğu bir gerçek. Çözümü de kendileri bulacak” dedi
Bülent Buda: Tribündeki direktör saha çizgisine indi. Oyun alanı neredeyse bütünüyle tadilata uğradı. Yalnız taraftar değişmedi… Eski haliyle geride bıraktığımız futbol mevsiminde Play Off oynadılar. Böylesine bir travmaları yaşamazlardı. Savunma, kaleden başlarayak uçlara kadar yarışmacı, savaşçı ve de dirençliydi. Yani bu savrulmaya izleyenin ayıp olmuyor mu diyesi geliyor. Bu oyunu teknik analizlerle yorumlamayı beceremem. İzlediğimi, gördüğümü çıplak gözle sokaktaki insan gibi tanımlamak işime geliyor.
İnce ayrıntılar profesyonellerin işi. O ödevi, sorunların nedenini bulmak ve çözmek olan profesyonel sıkıntı yaşıyorsa işini terk etmeli.
Bu kadar basit. Kaybedenler, zihinsel kalıplarına aşırı sadıktır. Oldukları gibi kalarak, olmak istedikleri yere varmayı umarlar ve elbette sadece umarlar…
Fatih Tanfer: Göztepe, maçın 40. saniyesinde Nilsen’in büyük hatası sonrası kalesinde gördüğü golle maça adeta 1-0 mağlup başladı.
İlk golün şokunu üzerinden atamadan 15. dakikada ikinci golle takımda büyük bir şok etkisi yarattığı da bir gerçek.
Maç boyunca Göztepe koşmadı, mücadele etmedi, mağlubiyetten kurtulmak adına çaba sarf etmedi dersek haksızlık yaparız. Ancak sarı kırmızılıların oyun formasyonu ve kadro mühendisliği hiç de iyi değil.
Göztepe’nin oyun anlamında 2 sorunu var. Hızlı oynayamıyor ve bu orta saha oyuncuları ile hedefe ulaşmak çok zor. Yalçın, Tjanic ve Celil’in hücuma katkısı yok. Pas oyununu iyi yapamadı. En önemlisi fizik güç ve mücadele yönünden başarılı değildiler. Sadece teknik özellikleri öne çıkan oyuncularla maç kazanamazsınız.
Diaof büyük golcü Attığı gol harikaydı. Ancak onu ikinci yarıda olduğu gibi sağdan soldan yapılan şişirme toplarla etkili kullanamazsınız. Bilalli, en etkili oyuncuydu. Görevini iyi yapıyor. Bence gereksiz bir şekilde oyundan çıkarıldı.
Göztepeli oyuncuların hırslarına ve inançlarına güveniyorum. İstenilen sonuçlar elde edilemeyince oluşan stres ve baskının doğru oynamalarına engel olduğuna inanıyorum. Ligin başı tamamen umutsuzluğa kapılmanın anlamı yok. Teknik ekibin yapacağı doğru dokunuşlarla istenilen seviyeye gelecektir.
Mehmet Demirtaş: Göztepe’den, büyük beklentimiz vardı. Gürsel Aksel Stadı’nın zemin bakımının sezona yetiştirilememesiyle başlayan süreçte ilk maçta Sakaryaspor’a teslim oldular. Ardından Ümraniyespor’la golsüz beraberlikle sahadan ayrıldılar. Çorum FK maçını Gürsel Aksel Stadı’nda oynayabilecekleri müjdesiyle bu sezon ilk kez taraftarlarının gönlünü alacak diye düşündüğümüz Göztepe, maalesef sahadan 2-1’lik skorla ayrılarak tam bir hayal kırıklığı yaşattı…
Göztepe adına, yavaş yavaş ideal kadroya kavuşuyor, uyum süreci de tamamlanıyor, artık puanlar toplamaya ve kazanmaya başlayacaklar demeyi çok isterdim. Maalesef izlediğimiz Göztepe bu konumda değil…
Maça bireysel hatadan yenilen golle 1-0 yenik başladılar. Şoku üzerlerinden atamadan ikinci golü kalelerinde gördüler. Diouf’un siftah golüyle umutlandılar. Ancak oyun sistemi işlemiyor ve orta sahanın hücuma katkısı zayıf. Bazı oyuncular hala hazır değilken bazırları ise sistemsizliğin içinde savrulup duruyorlar. Ali Dere’nin, Altınordu forması altında oynadığı maçları hocaları tekrar izlemeli! Messaoudi Billal’i daha etkin kullanılmalı. Çorum FK Teknik Direktörü Tahsin Tam, maçın ardından, “Böylesine büyük ve güçlü bir camiaya karşı 3 puan aldığımız için çok mutluyuz” dedi. Dilerim, Göztepe teknik birimi ve de oyuncuları da lig bitmeden nasıl bir camiada olduklarının farkına varırlar! Sezonun ilk görsel şölenine imza atan, 90 dakika boyunca desteğini sürdüren ve her şartta takımının yanında olan şanlı Göztepe taraftarı ne oynanamayan futbolu ne de puan kayıplarını hak ediyor…
Son olarak önümüzdeki hafta İzmir derbisi var. Göztepe, Altay’la karşı karşıya gelecek. Altay, her ne kadar transfer tahtası kapalı olsa da asla çantada keklik bir takım değil. Tuzla ve Kocaelispor karşısındaki kazanma arzuları ve mücadeleleriyle bunu hepimize gösterdiler. Kadrosunda deneyimli oyuncuları var. Marco çok tehlikeli bir santrfor. Birkaç yıldır birlikte oynayan bir ekip. Bu önemli bir avantaj. Umarım, kazanan dostluk olur…
Yarışan aslan yürekler!
Bülent Buda: Gol yedikçe oyuna daha çok asılan, futbolu güzelleştiren bir takım izlemek harika. Futbolda da belki yoktur, ama Marco’nun penaltısından sonra oyun 10 dakika daha oynansaydı neler olurdu acaba?
Bir takımın birlikte ve topluca karşı kaleye etkili atak girişimlerine, gol arayışlarına sık tanıklık etmeyiz. 3 farklı geriye düşen siyah beyazlılar, yaşadıkları travmaya karşın izleyene beklenmedik farklı bir futbol gösterisi sundular. Vazgeçmek yerine, bu oyun daha bitmedi dercesine yarışmanın içinde kalarak bir tür yaptıkları işe gösterdikleri saygıyı izlettiler. Böylesine içinden çıkılması zor koşullarda taraflı ve tarafsız izleyenin beğenisini kazanan siyah beyazlı takıma teşekkür ederek saygı göstermeliyiz.
3 farklı geriye düşmüş takıma bu denli övgü niye diyenler olacaktır. Anlatıcı, hikayenin altyapısını bilen biri olunca böyle günlerde duygularımız acemi elde patlatılan şampanya gibi köpüklenir. Duygulandım ve de onur duydum. Helal olsun onlara…
Fatih Tanfer: Altay-Kocaelispor maçının ilk yarısında Kocaelispor, ikinci yarısında ise Altay’ın hakimiyeti vardı.
Kocaelispor, yaptığı takviyelerle çok güçlü bir takım olmuş. Yabancı oyuncuları; Candeias, Amaral ve geçen sene Samsunspor’da şampiyonluğu yaşayan Tanque ile çok etkili oldular. Altay defansını zorladılar.
Kaleci Eren, net 3 gol pozisyonu kurtardı. 33. dakikada Sangue, Kocaelispor’u öne geçirdi. Golden 5 dakika sonra Cem Ekici, durumu 2-0 yaptı.
Altay bu yarıda tek atağını 44. dakikada Marco ile yapabildi. İkinci yarıda, Altay gücünü sahaya yansıttı. Ön alan baskısıyla top kazandı ve rakibin defansındaki zaaflarından yararlanmayı amaçladı.
83. dakikada Emir Ortakaya durumu 3-0 yaptı. 86. dakikada Zeki, farkı 2’ye indirdi. 10 dakikalık uzatmada da maçın mutlak hakimi Altay oldu. Marco ile durumu 3-2 yaptı. Takımın en iyilerinden olan Salih, golü atsa Altay Kocaeli’den puanla dönecekti. Ama olmadı…
Elbette transfer yasağı ve kadro darlığı Altay’ı zorluyor. Ancak takımdaki motivasyon gücü Altay’ın en büyük avantajı. Umarım en kısa zamanda Altay yönetimi sorunları halleder. Bu yürekli insanlara yapacakları takviyelerle büyük Altay’ı daha güçlü hale getirirler.
Mehmet Demirtaş: ‘’Umutsuzluk yok. Gün gelir, gül de açar, bülbül de öter’’ demiş şair Sezai Karakoç…
Altay tüm zorluklara rağmen sahaya çıkıyor ve aslanlar gibi mücadele ediyor.
Transfer yasağı bulunan Altay sahada adeta direniyor. İbrahim Öztürk 42 yaşında, hala oynuyor. Forvette yine Murat Uluç, o da 42 yaşında. İlk iki maçta da forma giydi. Ön libero oynayan Ceyhun Gülselam 36 yaşında. Takımın golcüsü Marco 39 yaşında, hala gol atmaya devam ediyor. Orta saha oyuncusu Deniz Kadah ise 37 yaşında. Altay’ın diğer oyuncularının yaş ortalaması ise 21-22 civarında. Altay hem yarışıyor hem yetiştiriyor. Buna son örnek ise Kocaeli maçında ikinci profesyonel maçına çıkan Mehmet Onur Yıldız oldu. 16 yaşındaki genç yetenek mücadelesi ve hırsı ile göz dolduruyor. Enes Öğrüce ile birlikte U17 Milli Takımı’na da davet edilmişti. Kısaca Altay’ın oyuncu grubu babalarla oğulları gibiler…
Terinin son damlasına kadar savaşan takımı tebrik ediyorum. Kocaeli’den mağlubiyetle döndüler, canları sağ olsun. Mücadeleleri yeter. Dilerim, şirketleşme kararları olumlu sonuçlanır ve geleceğe daha umutla bakmaları sağlanır.
Bir yanıt bırakın