Tecrübeli futbolcu Gökhan İnler çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başarılı orta saha kariyerindeki önemli anlara dair konuştu. Adana Demirspor’un başarılı futbolcusu Beşiktaş’ta kazandıkları şampiyonluğu değerlendirdi.
Adana Demirspor’dan ayrılan tecrübeli futbolcular Samet Akaydın ve Tayyip Talha Sanuç’la ilgili konuşan Gökhan İnler itiraflarda bulundu. Vole’de soruları cevaplayan 38 yaşındaki orta sahanın açıklamaları ses getirdi.
Deprem felaketi hakkında konuşan Gökhan İnler, “Kötü bir olay. Biz İstanbul’daydık, uyuyorduk. Bütün telefonlar mesaj, aramalar. Bütün aileler onun içindeydi, bazı sakat oyuncular da Adana’daydı. Fazla bir şey diyemem çünkü kolay değil. Başkan sağ olsun, bizi götürüp, aileleri alıp bir otele yerleştirdi. Büyük bir jest yaptı. Herkesin başı sağ olsun” dedi.
“ZOR AMA BÜYÜK BİR HEDEF”
Adana Demirspor kariyerini değerlendiren Gökhan İnler, “Futbola devam etmek istiyorum, kendimi daha hissediyorum. Alkol, sigara, gece hayatım yok. Bunları yaptığım için meyvelerini topluyorum. Tecrübem de bana çok katkı sağlıyor. Keyif alıyorum, keyif alamazsan ona göre seneler azalıyor diye söyleyebilirim. Ben Adana Demirspor’a geldiğimde, o heyecanı bana getirdi. Futbola bir daha başlamak gibi. Burada büyük bir hedef vardı; zor ama çok büyük bir hedef. Bu benim için çok önemliydi. Maddi hiçbir düşüncem yoktu. Geldikten sonra Süper Lig’e çıkmayı başardık” ifadelerini kullandı.
“Tayyip Talha Sanuç, Beşiktaş’a transfer olurken onunla konuştun mu” sorusuna Gökhan İnler, “Tayyip Talha Sanuç zaten genç bir çocuk. Onun büyük bir şansı oldu, Beşiktaş istedi. Konuştum ‘bir büyük kulüp seni istediyse, yapacaksın’ dedim. O da hiç düşünmedi. Beşiktaş’ta görüyorsunuz, iyi performans sergiliyor. Taraftar seviyor, karakteri var. Bol şanslar diyorum” açıklamasını yaptı.
Samet Akaydın’ın Fenerbahçe’ye transferi hakkında konuşan 38 yaşındaki orta saha, “Samet Akaydın’la da hep konuşuyorduk. Hatta Spor Toto 1. Lig’de benim oda arkadaşımdı, biz hep beraber konuşurduk. O da kendisini çok geliştirdi. Çok çalışkan, çok profesyonel. Onun durumunu da biliyorsunuz, bir sene önce Trabzonspor’a gidebilirdi. Olmayınca çalışmaya devam etti. Fenerbahçe’den teklif gelince kulüp onu serbest bıraktı. Samet için iyi bir basamak. Büyük takımlarda oynamak zor, hiç pes etmeyeceksin. Öyle şanslar gelince, bir futbolcunun yapması lazım” ifadelerini kullandı.
Samet Akaydın ve Tayyip Talha Sanuç’un en güçlü yönleri hakkında konuşan Gökhan İnler, “Futbolu çok seviyorlar. İkisi de takımı için her şeylerini veriyorlar. İkisinin de önü açık olsun, inşallah daha iyi yerlere gelirler” dedi.
“DAUM BENİ ÇOK BEĞENDİ”
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş tarafından gençlik yıllarında deneme antrenmanlarına alınan Gökhan İnler o dönemi şu ifadelerle anlattı:
“Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ta denendim. Fenerbahçe’de Daum, Galatasaray’da Hagi ve Beşiktaş’ta Del Bosque dönemi. Herkes az çok biliyor, nasıl geçtiğimi. Benim için çok zordu. İsviçre’de doğma büyümeyim, ilk defa Türkiye’ye geliyorum. Türkçem o kadar iyi değildi, o dönemlerde. Futbolu sevdiğim için başarabilirdim ama farklı dengeler var Türkiye’de. Çok, çok yetenekli olman lazım. Yetenekliydim ama başka dengelerden dolayı yetmediğini düşünüyorum. Fenerbahçe’de başlarken Daum beni istedi. Daum beni çok beğendi. Futbolda iniş çıkışlar var. Dört ay Türkiye’deydim hiçbir maçta oynadım. İdmanlar yapmamak, aileden uzak kalmak benim için kolay değildi.”
“KANTE’Yİ KİMSE TANIMIYORDU”
“Kariyerinin en özel kupası sence hangisiydi” sorusuna Gökhan İnler, “Bu kariyerde, her ülkede benim bir dokunuşum oldu. Her kupa benim içim özel. Zürih’te 25-26 sene sonra 2 kez kupa kazandık. Udinese’de çok iyiydik. Napoli’de Maradona’dan sonra ilk kupayı biz kazandık. Leicester bambaşka. Bence Leicester’ın yaşadığını kimse yaşayamaz. O takımı kimse tanımıyordu. Beni lider olarak, abi olarak aldılar oldular oraya. Herkes özel oldu. Kante, 3’üncü Lig’den geldi, kimse tanımıyordu. Mahrez, Vardy… Biz Ranieri ile iyi kaynaştık, birden şampiyon olduk. Beşiktaş’ta ilk senem süper, öyle bir kutlama hiçbir yerde görmedim. Dünyada yok. Başakşehir yeni bir kulüp, ilk defa şampiyon olmuş. Adana Demirspor, 26 sene sonra çıkmış. En zoru bence Leicester City’di. O kadar büyük bütçelere karşı… Premier Lig en çok izlenen lig, dünyada. Jamie Vardy bizi evine çağırdı, büyük ekranda hepimiz izledik. Tottenham yenmezse biz şampiyonduk ve oldu. Orada olmak çok güzeldi” dedi.
Hakemlerin performansına dair gelen soruyu cevaplayan Gökhan İnler, “Türkiye’de çok uzuyor her şey bence. İngiltere’ye baktığımda, net. 3-4 dakika uzuyor ve bitiyor maç. Türkiye’de daha çok tartışma var. Hakemler net, hemen çalıyorlar. Türkiye’de farklı şeyler mi dönüyor yoksa hakemler çok mu baskı altında. Hakemler baya baskı altında, o da kolay değil yani. Hakemlere de pozitif bakmak lazım, hakemler de bu işin içerisinde. Ben bir şey değiştiremem. Yurt dışında hakemler anında karar veriyorlar. Türkiye’de bir aksiyona hata yapmayayım diye 10 kere bakıyorlar. Oyun daha hızlı akıyor, daha rahatlar. Ben onu gördüm” ifadelerini kullandı.
Beşiktaş taraftarı hakkında konuşan Gökhan İnler, “Doğma büyüme Beşiktaşlıyım. Kariyer başlayınca, daha profesyonel bakıyorsun. Her yerde benim için özeldi. Napoli’de 4 sene oynamak, kolay değil. Bugün gitsem bile, o ilgiyi görürsünüz. Çok özel bir şeydi. Napoli çok özeldi. Türkiye’ye Beşiktaş’a gelince, bir de şampiyonluk yaşayınca çocukluk hayalim gerçekleşti” açıklamasını yaptı.
“Beraber oynadığın en özel antrenör hangisiydi” sorusuna Gökhan İnler, “Her antrenör beni ileri attı. Antrenörler vardı, oynatmadı. Benim için tecrübe o. Gençken hep oynamak istiyorsun, her hocadan bir şeyler aldım. Favre çok başkaydı. Napoli’de 3 büyük hoca vardı. Herkesin kalitesi var herkesten bir şeyler aldım. Ranieri zaten meşhur İtalya’da. Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Okan Buruk bunların hepsi geleceğin hocaları. Hoca olarak hepsi bana katkı sağladı. Ben biraz sistematik birisiyim, en sistemli olan Benitez diyebilirim. O da çok rakamsal, ben de onları severim. Veriler yalan değildir, bir de göz de olacak. Birisinin kalitesi olabilir ama koşmazsa ben genci koyarım. Veriler de şimdiki futbolda çok önemli. Ben biraz son senelerde onunla ilgileniyorum. Bizim ülkedeki gençlere, bize ihtiyaç var bence. Bizim onlara öğretmemiz lazım. Bence çok iyi, muazzam futbolcular var, onlara destek olmak lazım” cevabını verdi.
Futbolculuk sonrası hedeflerini anlatan Gökhan İnler, “Futbolda kalmak istiyorum. Altyapı, hocalık ya da yönetimsel şeyler var. Kulüp yönetmeyi ben severim. Lisanslarıma ben başladım bile. Yurt dışında, İtalya’da. 8 sene oynadığında senin bir avantajın oluyor. Belki seneye yönetimsel bir şeylere başlayacağım ama tabi futbola devam etmek istiyorum” dedi.
İsviçre Milli Takımı’nı seçme nedeni hakkında gelen soruya Gökhan İnler şu cevabı verdi:
“Ben Türk olduğum için ben de bu formayı giymek isterdim. İsviçre’de 3 saatlik yolda maçlara gitmeye bakardım ama oynamadım. Bir gün ben de burada oynamak istiyorum derdim. Sonra Zürih’te kariyerim yükselince, biz de öne çıktık. Ben de istedim tabi Türkiye’yi ama Ümit Milli Takımı’na çağrıldım. Fazla da detaya girmeye gerek yok. Ben orada farklı hissettim, daha kaynaşmak isterdim. Hava soğuktu biraz, belki yeni olduğum için olabilir. Her neyse iniş çıkışlı oldu. Bir daha da çağrılmadım. Tabi herkes üzülür. Bazen Ümit Milli Takım’dan bazı oyuncuları çağırıyorlar ama çağırmadılar. Önemli maçlara çağrılmayınca İsviçre Milli Takımı’na davet edildim. Zürih’in efsanesi geldi antrenmana, onunla konuştuk. Çok iyi geçti, onunla görüşmem. Benim için derinde ‘İsviçre’yi seçersem, Türkiye bitiyor’ vardı. Türkiye’de bana kimse bakmadı ama ben çalıştım. Sonra yine aynısı oldu… İki kere oldu şimdi üçüncü kez yaşamayı istemedim. İsviçre bana yatırım yaptı, değer verdi. Ben de İsviçre Milli Takımı’nı seçtim. Avrupa Şampiyonası da benim için bir kariyer basamağıydı.”
“Tolunay Kafkas’la ilgili düşüncelerin ne” sorusuna Gökhan İnler, “Benim sıkıntım yoktu Tolunay hocamızla. Başakşehir’deyken de geldi. Orada hoca Reha Kapsal’dı. Ne bileyim o gün ne düşündüklerini. O zaman kaçırdılar diyebiliriz. ‘Ben istiyorum’ dedim ama beni yeterli görmediler. Herkesin kendi bileceği şey. Değerlendirdim ve önüme baktım. Yurt dışında olan Türk oyunculara, ilgi göstermemiz lazım. Projeyi anlatacaksın bence. Sadece bir kere alıp, bir daha çağırmamak mı? Bence böyle olmaz. Türk Milli Takımı’nın en iyi scoutları olması lazım. Gidip ailelerle de konuşacaksın, projeyi, kariyer planlamasını anlatacaksın. Milli takım özel bir şey ama kalıcı olmak lazım. Ben neden İsviçre Milli Takımı’nda 89 maç oynadım ve kaptan oldum. Bir kere çağrıldın, milli takıma girdin sonra… Gitmen lazım, ilgilenmen lazım. Bence bu en önemlisi, kendisini evinde gibi hissedecek. Herkes Türk Milli Takım maçları izliyor” dedi.
“Süper Lig’in en özel futbolcusu kim şu anda” sorusuna Gökhan İnler, “Genelde kaleciler çok iyi, bazı kaleciler muazzam. Arda Güler’i herkes konuşuyor, inşallah o iyi bir kariyer yapar. İnşallah daha çok şansı olur. Gençlere daha çok şans vermemiz lazım. Gerçekten yetenekler var, şans verilmesi lazım diye düşünüyorum” cevabını verdi.
Bir yanıt bırakın