Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 59’uncusu Aziz İstanbul’daki nötralize etapla sona erdi. Genel klasmanda şampiyonluk 23 yaşındaki Hollandalı Frank van den Broek (Team dsm-firmenich PostNL)’in olurken, en iyi sprinter yine aynı takımdan Tobias Lund Andresen’in, hem Dağların Kralı hem de Türkiye Güzellikleri mayoları ise Bike Aid’den üstün bir performans gösteren Vinzent Dorn’un omuzlarında yükseldi. Yarışın en iyi takımı unvanıysa İsviçre temsilcisi Q36.5 Pro Cycling Team’in oldu.
Buraya kadar her şey tek bir tıkla dijital ortamda kolayca ulaşılabilecek bilgilerden oluşuyor. Yarışın duygulara hitap eden arka planı ise kameraların olmadığı ara başlıklarda gizliydi. Gelin sekiz etabının tamamını yerinden gözlemleme şansı bulduğum TUR’un, sporcularla duygusal köprüler kuran özel anlarına ortak olalım.
Kariyerinin ilk pro galibiyetini Kemer Kaş etabında alan Astana Qazaqstan Team’in Alman sprinteri Max Kanter’in, adının okunmasını beklediği podyum seremonisi öncesi göz yaşlarına hakim olamayışı nasıl unutulabilir ki? Kuşku yok ki 26 yaşındaki Kanter, o günü ileride torunlarına dahi anlatacak. Veyahut son sezonuna büyük hedeflerle giren bisikletin yaşayan efsanesi Mark Cavendish’in başlangıç ve bitiş alanlarında kendine gösterilen sevgi seli karşısındaki candan samimiyetine ne demeli? Genç yaşlı demeden, Cavendish sekiz gün boyunca gelen hiçbir fotoğraf isteğini geri çevirmedi, tek tek herkesle ilgilendi. Yüzünden tebessümün eksik olmadığı şampiyonun yüreği Türkiye’de bir başka attı.
Ve tabii bir de iki etap boyunca Dağların Kralı mayosunu taşıyan Samet Bulut’un gözlerindeki ışıltı ve izleyicilere yaşattığı tarifsiz coşku hafızalardan kolaylıkla silinebilir mi? Hepimize geleceğe dair büyük hayaller kurdurtan genç Samet, bu yıl iki etap taşıdığı mayoyu seneye niçin kazanmasın? Peki tırmanış mayosunu kaptırdığı rakibi Vinzent Dorn’un Samet’e Instagram’dan attığı onore edici ve cesaret verici nazik mesaja ne demeli? Buna bir de Kuşadası’nda bitiş çizgisinden ilk sırada geçen Tobias Lund Andresen’in hemen ardından günü ikinci tamamlayan takım arkadaşı ve lideri Fabio Jakobsen’in ellerini zafer için yukarı kaldırdığı, yıllar geçse de unutulmayacak kareyi eklediğinizde; TUR 2024’ün duygulara hitap eden, yıllar geçse de unutulmayacak birçok özel anı, içinde barındırdığın rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bana sorarsanız; mücadele seviyesi yüksek, keyifli bir yarışın en büyük işaretidir, duygulara hitap eden anların sayıca fazla oluşu. Birçok hikayeye sahip TUR 2024, işte o yarışlardan bir tanesiydi. Ve bence durumun böyle olmasında Mutlu Erçevik’in parkurlara yaptığı dokunuşların da etkisi yadsınamazdı.
Bisiklet sürmek isteyeceğiniz yollar
Bir bisiklet yarışında görmek isteyeceğiniz etabın bence en önemli kriteri, şu soruya vereceğiniz yanıttır: O rotada siz olsanız bisiklet sürmek ister miydiniz? Ulaşımını bisikletle sağlayan ve iki tekeri sportif amaçlı uzun yıllardır kullanan bir bisikletsever olarak; bu yılki Türkiye Turu etapları, ağzımın suyunu akıttı. Kemer’den Kaş’a uzanan ve suyunun maviliğinin namı tüm dünyaya yayılan 2’nci etap güzergahına zaten alışıktık ama; Fethiye Marmaris üstüne, Marmaris Bodrum etaplarına atılan Yarış ve Parkur Direktörü Mutlu Erçevik imzası, Türkiye’nin doğal güzelliklerini gözler önüne serdiği kadar, yarışa da sportif anlamda büyük bir heyecan zerk etti. Tam da bu noktada, TUR’un 2’nci etabına dönelim, Burgos BH’in çok da sert olmamasına rağmen fırsat gördüğü kısa tırmanışta yaptığı yüksek tempo ile önemli sprinterleri 4 dakika geriye dökmesi, yarışın yakın geçmişinin unutulmaz anları arasındaki yerini çoktan aldı bile.
Yarışın bu yıl ne denli yüksek bir tempoda koşulduğunu daha iyi anlamak için dilerseniz Kraliçe Etap, Spil tırmanışına ve matematik bilimine sözü bırakalım. Malumunuz, 2022’de Spil zirvesi ilk kez geçilmiş ve 36:52 tırmanış derecesi ile zirveye ilk ulaşan Eduardo Sepúlveda olmuştu. Arjantinlinin bu derecesi, TUR 2024’te finişe anca 4’üncü gelebilirdi ki bu bilgi, 2022’ye kıyasla seviyenin ne denli yükseldiğini özetliyor.
Kısacası 59. TUR, masalsı bir parkurda, soluksuz bir rekabete ve haliyle de büyüleyici anlara tanıklık etti. Seneye ise yarışın 60’ıncı yılı. Türkiye Turu gibi kadim bir organizasyonun irtifa kaybetmeden yükselişini sürdürebilmesi için böylesi anlamlı bir senede çalışmalar ve fikirler şimdiden konuşulmaya başlandı bile. Dileriz ki yarışın 60’ıncı edisyonunda daha fazla WorldTour takımına, daha fazla yıldız pedala ve daha fazla duygulara hitap eden anlara hep birlikte şahitlik ederiz.
Bir yanıt bırakın