Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Cumhuriyet’in 100. yılında iki Türk, tüm dünyaya isimlerini duyurmayı başardı. Yaklaşık 7 yıl önce, Türk Hava Yolları’nda çalışırken bir arkadaşının önerisiyle şansını deneyip Green Card başvurusu yapan ve kazanan Samet Saray (35), Türkiye’deki yaşamını Amerika’ya taşıdı. Eşi ve 4 yaşındaki oğlu Atlas ile yeni bir hayata başlayan Samet Saray, “Aslında yurt dışında yaşama hayalim yoktu, ama maceraperest ruhum ve Amerika’ya olan merakım bizi, tanıdığımız kimse olmadan Los Angeles’a taşınmaya itti” bilgisini paylaştı.
İNGİLİZCEYİ KAPALIÇARŞI’DA PRATİK YAPARAK ÖĞRENDİ
Samet, ilk eğitim serüvenini Zeytinburnu’ndaki Reşat Tardu İlköğretim Okulu’nda tamamladı. 14 yaşındayken, yaz tatillerini değerlendirerek Kapalıçarşı’da çıraklık yapmaya başladı ve bu deneyim, İngilizceyi pratik yaparak öğrenmesine olanak sağladı. Turistlere yönelik çeşitli hediyelik eşyalar satarak kültürler arası iletişim becerilerini geliştirdi. Liseye geçiş döneminde, ablasının gözlemi ve babasının yönlendirmesiyle geleceğe yönelik bir adım attı, uçak elektroniği ve teknisyenliği alanını tercih ederek Bağcılar Anadolu Teknik Lisesi’nde eğitimime devam etme şansı buldu. Bu okulda geçirdiği 5 yıl, Samet’i İstanbul Teknik Üniversitesi’nde endüstriyel elektronik alanında daha da ileri götürdü.
Eğitim yolculuğunu Anadolu Üniversitesi’nde işletme bölümünü okuyarak tamamlayan Samet Saray, öğrenim hayatı boyunca sürekli olarak yeni beceriler edinme ve kendini geliştirme arzusuyla çeşitli işlerde çalıştı. Hayatı boyunca hem okuyup hem de çalışan Samet, Kapalıçarşı’da iki yaz çıraklık yaptı. Bakırköy’deki bir hamburgercide iki yıl part-time çalıştı, 18 yaşında Bodrum’da turist rehberliği, lise yıllarında ise çeşitli otellerde garsonluk yaptı. Ayrıca üniversitedeyken Çelebi Hava Servisi’nde dış hatlar bölümünde part-time memurluk yaptı. İTÜ’den mezun olduktan sonra THY Teknik’te uçak teknisyeni olarak işe başladı ve bu süreçte Cumhurbaşkanlığı uçaklarında da görev aldı.
‘AMERİKA’DA YEMEK DAĞITIMI YAPIYORDUM’
ABD’ye ilk gittikleri zamanlar hakkında bilgi veren Samet, “Yanımızda sadece 4 bin dolarımız vardı ki bu, en fazla iki hafta yetecek bir miktar. Para hızla tükendi ve geçimimizi sağlamak için bir alışveriş merkezinde işe başladık, ardından yemek dağıtımı yaparak hayatımızı idame ettirdik. Bu zorlu dönem yaklaşık 6 ay sürdü, sonrasında tekrar havacılık sektörüne adım attım” şeklinde konuştu.
“Çocukluğumdan beri insanlar bana büyüyünce ne olmak istediğimi sorduklarında, gözlerim parlayarak ‘Pilot olacağım!’ derdim’ diyen Samet’in gökyüzüne ve uçan her şeye duyduğu hayranlık, kendisini her zaman büyülüyordu. Henüz 5-6 yaşlarındayken, okumayı kendi kendine öğrenen Samet Saray, “Bu, başkaları için sıra dışı bir yetenek olarak görülse de benim için sadece doğal bir merakın ürünüydü. Hayallerim, çoğu zaman çevremdekilerin kavrayamayacağı kadar büyük ve cesurdu. Ve bugün bile, tutkularım ve hedeflerim yıldızlara kadar uzanır” ifadelerine yer verdi.
6 GÜN İÇİNDE İŞE KABUL EDİLDİ
Bir gün SpaceX‘in Türksat 5A uydusunu da taşıyan roketinin fırlatılışını izleyen Samet, bu deneyimden çok etkilendi. O dönemde Parker Aerospace‘te çalışıyordu ve eve döner dönmez, SpaceX’te kendine uygun gördüğü bir pozisyona başvurdu. Çeşitli mülakat süreçlerinden geçtikten sonra, 6 gün içinde işe kabul edildiğini öğrendi. Amerika’ya taşındıktan sonra Parker Aerospace’te teknisyen olarak 6 ay çalıştı. SpaceX’e geçtiğide, Dragon Uzay Aracı‘nın üretim ve test süreçlerinde yer aldı. Şu anda ise yüzde 100 elektrikli uçan araç projesinde çalışıyor.
Çalıştığı yerde ilk birkaç ay boyunca, daha önce Türklerle karşılaşmamış bazı kişilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaşan Samet Saray, “Ancak doğal olarak pozitif ve samimi bir insanım. Bu sayede kısa sürede iş yerinde sıcak bir çalışma ortamı oluşturmayı başardım ve hatta iş dışında da sıkça görüştüğüm arkadaşlar edindim. Bu arkadaşlarım, kültürümüze ve yaşam tarzımıza karşı büyük bir ilgi ve alaka gösterdiler” şeklinde konuştu.
‘ALPER ABİYE İLK SORACAĞIM ŞEY BU OLACAK’
“İnsanlığın yararına katkıda bulunan şirketlerde rol almak, benim için anlatılamaz bir mutluluk; bu, aynı zamanda büyük bir sorumluluk hissi de uyandırıyor” diyen Samet, “Amerika’daki meslektaşlarım, Türk insanını ve zengin kültürümüzü benim aracılığımla tanıyorlar, bu da bana ayrı bir gurur veriyor. Özellikle insanlığın uzaydaki yolculuğuna katkı sağlamış olmanın verdiği haz, benim için paha biçilemez” diyerek ekledi:
“Birçok uzay misyonuna tanıklık etmiş olmama rağmen içinde ilk Türk astronotunun bulunduğu fırlatışın beni derinden etkiledi. Dahası, bu tarihi anın parçası olan kapsülün üretiminde kendi emeğimin de olması, tarifsiz bir heyecan ve onur kaynağıydı. Bu özel an, bana çifte gurur yaşattı. Alper abi ile henüz tanışma şansım olmadı ama bunun gerçekleşmesini çok isterim. Eğer bir gün tanışma fırsatı bulursam, ona uzay yolculuğunun nasıl geçtiğini sormayı ve ilk Türk uzay aracını yaptığımızda onun deneyimlerinden yararlanmak istediğimi söylerim.”
‘SOSYAL MEDYADA BU KADARINI BEKLEMİYORDUM’
“İnsanlığın ve ülkemin faydasına yenilikçi projeler geliştirmeyi hedefliyorum” diyen Samet Saray, “Global bir marka oluşturup, bu markayı dünya çapında insanların günlük yaşamlarına entegre etmek ve onların hayatlarına pozitif bir dokunuş yapmak benim en büyük tutkum. Bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için, tüm boş zamanlarımı bir start-up fikrini hayata geçirmek için çalışmalar yürütüyorum” yorumunda bulundu.
“Deneyimlerime dayanarak, başarının üç temel adımda saklı olduğuna inanıyorum: Konfor alanınızı terk edin, cesurca riskler alın ve asla pes etmeyin. Bir ortamın bana daha fazla öğretecek bir şeyi kalmadığını hissettiğim an, orası benim için artık doğru yer olmaktan çıkar. Bu noktada, konfor alanımın sınırlarını zorlayarak yeni maceralara yelken açarım; bu, risk almanın ta kendisidir. Mücadelenizi vazgeçmeden sürdürün çünkü istikrar, başarının anahtarıdır.” – Samet Saray
Sosyal medyada yaptığı roket paylaşımına gelen yorumlar hakkında da konuşan Samet Saray, “Dürüst olmak gerekirse bu kadarını hiç beklemiyordum. Yıllardır havacılık ve uzay sektöründe çalışıp bununla alakalı paylaşımlar yapıyordum. Ancak bazı anlar vardır bir şey paylaşırsınız ve bilmeyen biri sırf sizi negatif eleştirmek için bir şey yazar; işte o an doksana takma vaktidir. Sanırım ben bu konularda fena değilim” ifadelerine yer verdi.
Bir yanıt bırakın