Gaziantep’ten pazar gününü güzelleştirecek nağmeler


Gaziantep’in tarihi Bey mahallesinde sıradan bir gün.

Mahalle’deki onlarca konaktan biri olan Şenpekmezci Konağı bugün hüzzam makamında bir gün geçiriyor.

Konağın şu andaki sakini, ud ve keman ustası Ünal Şenpekmezci neredeyse tüm ömrünü Atatürk’ün de nüfusuna kayıtlı olduğu Bey mahallesinde ve bu konakta geçirmiş.

O, çok az bulunan bir meslek dalını sürdürüyor, ekmek parasını el emeği ve sanatçı ruhuyla kazanıyor. İmal ettiği ud ve kemanları ustalık seviyesinde çalabiliyor.

Eğer Bey mahallesinde içli bir ud veya keman sesi duyarsanız bilin ki Ünal Şenpekmezci’nin evinden geliyor o ses.

“Musiki adamı âdem eder”

Şenpekmezci, müziğe çok anlam yüklüyor.

Müziği “adamı âdem eder” şeklinde tanımlıyor:

Musiki, tarifleri var. İnsan ahlâkını tasfiye eden ilmî şeriftir. İnsan nefis denilen bir kabukla kaplıdır. Musiki, doğan kuşu gibi gelerek o kabuğu yırtar, adamı âdem eder. Müzikte yüksek seviyede aşk vardır, yüksek seviyede ahlâk vardır. Daha ne güzel, daha ne olsun. Sorumluluk duygusu, yüksek sorumluluk duygusu. Bir de insanı dinlendiriyor.

İmalat merakı 1970’te başlamış

Ünal Şenpekmezci’nin enstrüman imalat merakı 1970’te başlamış. Pek çok enstrüman ustası ürettikleri enstrümanları çalamazken o hem çalıyor hem de üretiyor. Ancak tevazuu da elden bırakmıyor. Musiki dünyasının geniş olduğunu, çalıyorum demeye çekindiğini, çalabilmesine rağmen gerçek virtüözlerden bir adım geride durduğunu Hamamîzâde Dede Efendi’nin şu sözleriyle ifade ediyor: “Hamamîzâde Dede’ye sormuşlar ki deha bir adam, ‘Musiki bir deniz, okyanus. Ben ayağımı çemledim daha yeni giriyorum’ demiş.”

Ünal Şenpekmezci’nin, Gaziantep’teki Bey Mahallesinde yaşadığı konak 165 yıllık, tescilli bir yapı. Konak adeta bu tarihi mahallenin de aynası gibi. 1860-1870 yıllarında inşa edildiği düşünülüyor. Antep’in yerel taşlarından ve inşaatlarda kullanılan en sağlam taşlarından biri olarak değerlendirilen keymıktan yapılmış.

Tüm tarihi Antep evlerinin bir özelliği olan ve “hayat” olarak adlandırılan bir bahçesi var. Şu anda durum biraz farklı olsa da sivil mimarinin önemli yapılarını barındıran Bey mahallesi bir zamanlar Gaziantep’in kültürel ve sosyoekonomik olarak iyi durumda olan kesimlerine ev sahipliği yapmış.

Ünal Şenpekmezci’nin 1903 doğumlu babası Abdurrahman Şenpekmezci Ankara’da Atatürk’ün koruma polisliğini yapmış. Mustafa Kemal Atatürk 1933’te ziyareti sonrasında bu mahallenin nüfusuna kaydediliyor. Adeta bir müzeye benzeyen Bey mahallesinde hâlihazırda Gaziantep Büyükşehir’e ait dört müze bulunuyor. Bunlardan biri Atatürk Anı Müzesi.

Bey Mahallesi’nin tarihi sokakları Gaziantep’e gelenlerin vazgeçilmez güzergâhı

Tarihi Bey Mahallesi de adını 1587 yılında yapılmış olan Bey Camii’nden alıyor. Fransız işgalinde büyük hasar gören bu cami, bugüne ulaşamamış. Bey Mahallesi uzun yıllar kaderine terk edilmişti. 2007 yılında dönemin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey zamanında mahallede bir yenileme projesi başlatıldı.

2014’te Başkan seçilen Fatma Şahin’in de devam ettirdiği çalışmalarla mahalle adeta yeniden “hayat” buldu.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) Daire Başkanı Serdar Murat Gürsel mahallede 200’den fazla tescilli, kültür varlığı taşınmaz yapı olduğunu söylüyor.

Gürsel, bu yapıların tamamının Antep mimarisi tarzında olduğunu ve geleneksel dokuya uygun şekilde restore edildiğini söylüyor.

Turistlerin ilgi odağı

Özellikle de Fatma Şahin’in başkanlığı döneminde Bey mahallesine turistlerin ilgisini çekecek bir fonksiyon kazandırılmaya çalışılıyor. Turizm fonksiyonunu artırmayı hedefleyen bu çalışmalarla müzelerin yanı sıra restoranlar, kafeler ve butik otellerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Geniş kapsamlı restorasyonla turizme kazandırılan, çok sayıda televizyon dizisine de doğal plato görevi gören mahalle, tarihi taş konaklarıyla ziyaretçilere farklı bir gezi imkânı sunuyor. Mahallede bulunan “Atatürk Evi”, “Oyun ve Oyuncak Müzesi”, “Hasan Süzer Etnografya Müzesi” ve “Ali İhsan Göğüs Müzesi” de yoğun ziyaretçi akınına uğruyor.

Bey Mahallesi 1536’da, tahrir defteri kayıtlarına göre 50 haneden oluşuyordu. Ancak yüklü bir devenin geçeceği genişlikteki sokakları, taş döşemeleri ile gelişmiş bir mahalleydi. Evliya Çelebi seyahatnamesinde “Şehrin her sokak başında kale gibi kapılar vardır. Her gece sokaklarında kandiller yanar” diye bahsediyor. Bir gün yolunuz Gaziantep Bey Mahallesi’ne düşerse uzaktan kulağınıza Ünal Şenpekmezci’nin kemanından ya da udundan yayılan hüzzam makamı bir şarkı çalınabilir. O şarkı eşliğinde Bey Mahallesi’ni gezmek sizler için ayrı bir zevk olacak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*