Adalet her yerde olduğu gibi futbola da lazım. Hakem yönetimlerinde, teknik direktörlerin oyuncu tercihlerinde, kulüp başkanlarının söylemlerinde, federasyon kurullarının kararlarında adaletten söz edilemiyorsa, ciddi sorunlar vardır.
Size Türkiye Futbol Federasyonu, Amatör Futbol Disiplin Kurulu’nun (AFDK) bir kararından söz edeceğim.Turkcell Kadın Ligi’nde Ankara Büyükşehir Belediyespor ile Beylerbeyi Spor futbol takımları arasında 19 Kasım’da bir maç oynanır. Ev sahibi ekip karşılaşmayı 1-0 kazanır.
Beylerbeyi Spor Kulübü İcra Kurulu başkanı Tahir Kıran; ki kendisi geçmişte TFF yönetim kurulu üyeliği ve süper ligde kulüp başkanlığı yapmıştır. Maç bitiminde sosyal medya hesabından rakip takımdan bir kadın futbolcu ile ilgili öyle paylaşımlarda bulunur ki; yazdıkları doğrudan sporda şiddeti önleme yasası kapsamına girer.
Neyse, sert tepkiler üzerine AFDK maçtan iki gün sonra Kıran’ı “tedbirli” olarak kurula sevk eder.
Kurul üç toplantıda “ara kararı” bekler. Ardından “tedbiri” kaldırır. Sonra Kıran’ın “Futbol Disiplin Talimatı hükümlerine tabi kişilerden olmadığına ve ceza tayinine yer bulunmadığına” hükmeder.(34 sayılı toplantı; 1. madde)
Neden savunma istediniz?
AFDK başkanı avukat Serdar Ölmez’e soruyorum?
Kıran’ı neden disiplin kuruluna sevk ettiniz ve savunma istediniz?
Bir ay boyunca neyi araştırdınız? Söz konusu kulüpte yönetici olup olmadığını mı?
İlk gün kulübün Web sitesine baksaydınız, “İcra Kurulu başkanı” ibaresini görürdünüz.
Olaydan sonra bu unvan silindi ise, o tarihdeki ekran kayıtları herkeste(!) mevcuttur.
Futbolun içindeki kişi veya yöneticilerle sorunum yok. Dolayısıyla çekincem de.
Ancak TFF hukuk kurulları adaleti sağlamak ve herkese eşit davranmakla yükümlüdür.
Kimseyi konumu veya gücüne göre sınıflandıramaz, imtiyaz tanıyamazsınız.
Haksızlığa ve hakarete uğrayan insanları mağdur edemezsiniz.
Adalet tanrıçası Themis’in gözündeki bağı çözmeyin. Onun hakkaniyeti bir gün herkese lazım olabilir.
Türkiye’de FIFA hakemi olmak!
FIFA hakemliğinin Türkiye’deki karşılığı çok farklı.
O kokart; saygı ve üst düzey temsil yeteneği demektir.
Bizde ise sembolik bir obje. Dayak yemenize engel değil.
Her yıl yeni listeler yapılırken, kötünün iyisi aranır.
FIFA ne yapsın? “Madem öyle, onaylarım listenizi böyle” der.
Elit kategoriye yükselebilen iki hakemimiz vardı. Biri mesleği bıraktı, öteki milyonların gözü önünde yumruklandı. Diğerleri çamurda patinaj yapıyor.
2024 listesindeki Zorbay Küçük adı ise dersliktir. Yeterli yabancı dile ve atletik performansa sahip olmadığı için kokartı geri alınmıştı. Şans ikinci kez kapısını çaldı.
Bu arada gülmeyin ama; Avrupa maçlarında FIFA gözlemcisine tercümanlık yapsın diye yardımcı seçen hakemlerimiz var. Ve bunlara göz yuman MHK başkanları!
Bu kafayla bir ileri iki geri; elinizdekini de kaybedersiniz.
Hırsız kim sayın Koca?
Hakem Halil Umut Meler’i darp eden Ankaragücü eski başkanı Faruk Koca’nın 15 gün tutuklu kaldıktan sonra salıverilmesine şaşırmadım.
İlk açıklamaları da davranışı gibi tuhaftı:
“Desteklerini esirgemeyen kulüp başkanlara, futbolseverlere ve Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç’a teşekkür ediyorum. Haksızı, hırsızı haklı çıkaracak sebep vermemek lazımdı. Maalesef bir yumrukla onları haklı çıkarmış oldum.”
Neyin desteği ve teşekkürü bu?
Meler’e geçmiş olsun ziyaretine giden Koç ve diğer kulüp başkanlarına mı minnetiniz?
Sözünü ettiğiniz hırsız kim? Bir yumrukta devirdiğiniz hakem mi?
Haklı çıkardıklarınız; saldırıyı kınayan bakanlar, FIFA, UEFA, Futbol Federasyonu ve kamuoyu olamaz değil mi?
Artık elma ile armudu ayırt edemiyorum. Bildiğim şey; ne yaparsanız yanınıza kâr kalıyor!
Avcı’yı sahada eleştirin
Trabzonspor camiasının üzüntüsü de sevinci de Karadeniz gibi abartılıdır.
Teknik direktör Abdullah Avcı’nın Başakşehirspor maçından sonra sanatçı Hülya Avşar’ı dinlemeye gitmesi tepki çekmiş.
“Takım puan kaybetmiş, hocası eğlenmiş” diyenler olmuş.
Teknik direktörü saha performansı, oyuncu tercihleri ve taktik anlayışı ile eleştirin.
Onun da sosyal hayatı ve beşeri ilişkileri olacak.
Hesabınız başka ise, açıkça söyleyin!
Bir yanıt bırakın