Altıncı nesil savaş uçağı olarak bilinen Tempest, İngiltere, Japonya ve İtalya’nın Tokyo’da yeni bir süpersonik uçak geliştirmek üzere resmi bir ortaklık oluşturmak için uluslararası bir anlaşma imzalamasının ardından gerçeğe dönüşme yönünde güçlü bir ilerleyiş yaşadı. Bu uçağın 2035’ten itibaren hizmete girmesi ve Eurofighter Typhoon’un yerini alması bekleniyor. İngiliz Tempest ve Japon Mitsubishi F-X projelerini yeni ortak İtalya ile birlikte resmi olarak tek bir girişimde birleştiren yeni anlaşma havacılık ve savunma sanayisi için önemli bir konuma sahip olacak.
İngiltere, Japonya ve İtalya’dan 6. nesil savaş uçağı ortaklığı
lk olarak 2015 yılında tasarlanan Tempest, İngiltere’nin Fransa ve Almanya’nın Altıncı Nesil Geleceğin Muharebe Hava Sistemi (FCAS) projesinden dışlanmasına verdiği bir yanıttı ve hem İngiltere’nin savunma bağımsızlığını hem de havacılık ve uzay endüstrisindeki üstünlüğünü korumayı amaçlıyordu. Bu arada Japonya’nın Mitsubishi F-X’i, ABD’nin F-22 uçağını ihraç etmeyi reddetmesine doğrudan bir yanıt niteliğindeydi.
Buna ek olarak, küresel istikrarın bozulması ve Rusya ile Çin’in artan saldırganlığı, Hint-Pasifik bölgesinin güçlendirilmesine vurgu yaparak Japonya ve İngiltere’nin güvenlik alanlarında daha yakın işbirliği arayışına girmesine neden oldu. Aralık 2022’de İngiltere, Japonya ve İtalya, 2035 yılına kadar altıncı nesil bir savaş uçağı üretmek üzere kaynaklarını bir araya getirmeye karar vermişti. Artık Küresel Muharebe Hava Programı (GCAP) olarak adlandırılan ortaklığın merkezi İngiltere’de olacak ve Japonya’dan başlayarak her ortak ülkeden dönüşümlü bir CEO bulunacak.
Ortaklık kapsamında İngiltere’nin liderliğinde hava iskeletini geliştiren BAE Systems; gelişmiş jet motoru ve elektrik güç sistemini inşa eden Rolls-Royce; aviyonik ve radar sağlayan Leonardo UK; ve silahlar üzerinde çalışan MBDA UK yer alacak. Bu arada Japon Mitsubishi Heavy Industries, IHI Corporation ile birlikte ilave motor teknolojisi ve Mitsubishi Electric de gelişmiş elektronik sistemleri sağlayacak. İtalyan Leonardo SpA, Avio Aero ile birlikte motorlara katkıda bulunacak ve MBDA IT füze sisteminin geliştirilmesine yardımcı olacak.
6. nesil GCAP programında otonom sistemler öne çıkıyor
Şimdilik GCAP programı ve uçak konusunda bilgiler sınırlı ancak Rolls-Royce motorunun bugünkünden çok daha fazla elektrik üreteceği ve böylece uçağın lazerler ve diğer yönlendirilmiş enerji silahlarını kullanabilmesinin önü açılacağı söyleniyor. Ayrıca fiziksel ekranların çoğunun pilotun vizörüne yansıtılan sanal ekranlarla değiştirildiği bir artırılmış gerçeklik kokpiti de olacak. Bu sadece kokpiti daha basit hale getirmekle kalmayacak, aynı zamanda kontrollerin belirli görevler için yeniden yapılandırılmasına olanak tanıyarak kontrollerin ve ekranların pilotun uçuş kıyafeti gibi alışılmışın dışındaki yüzeylere yerleştirilmesini de sağlayacak. 6. nesil savaş uçaklarında gelişmiş bilgisayar sistemlerinin de rol büyük olacka. Pilot kapsamlı biyometrik ve psiko-analitik sensörlerle donatılacak. Bu sayede bilgisayarlar pilotun sağlığını izleyebilecek ve sadece yaralanma ya da hipoksi belirtilerini değil aynı zamanda stres, kafa karışıklığı ve bilişsel aşırı yüklenmeyi de tespit edebilecek. Ayrıca uçağın rutin işlevlerin çoğunu bizzat yerine getirmesiyle yüksek düzeyde bir otonomi sağlanacak ve pilota daha çok eşlik eden drone sürülerini, başıboş dolaşan mühimmatları, cephanelik araçlarını ve diğer araçları denetleyen görev komutanı olarak hareket etme görevi bırakılacak. Ayrıca radar sistemi mevcut sistemlerden 10.000 kat daha fazla veri işleyerek Edinburgh büyüklüğündeki bir şehrin tüm internet trafiği kadar veriyi saniyede işleyebilecek.
Birleşik Krallık Savunma Bakanı Grant Shapps, “Dünya lideri savaş uçağı programımız küresel güvenlik için çok önemli olmayı hedefliyor ve yeni jetlerin 2035 yılında ilgili hava kuvvetlerimize teslim edilmesine yönelik son derece olumlu ilerlemeler kaydetmeye devam ediyoruz” dedi.
Bir yanıt bırakın