Son ekonomik gelişmeler hakkında düşüncelerini paylaşan Yücel, Türkiye’nin ekonomik olarak çok hassas bir dönemeçten geçtiğini belirtti. Pandemi ve hemen ardından patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının, ülkeleri ve insanları küresel bir enflasyon dalgasıyla karşı karşıya bıraktığına dikkat çeken Yücel, “Bu olumsuz tablodan bütün sektörlerin lokomotifi olarak kabul gören ülkemizdeki madencilik sektörü de ne yazık ki nasibini aldı. Sektördeki yatırımlar cazip olmaktan çıktı. Bu da olumsuzluklar ve belirsizliklere karşı ülkemizi ayakta tutacak olan madencilik sektöründeki üretimin, istihdamın ve ihracatın azalmasına yol açtı” dedi.
‘Sabır ve zamana ihtiyaç var’
Her krizin fırsatları da beraberinde getirdiğine ifade eden Yücel, “Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Mehmet Şimşek’in atanması da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Sayın Şimşek, uluslararası piyasalar tarafından kabul gören, güvenilen ve kredisi yüksek bir isimdir. Geçmişte yaptıklarıyla rüştünü ispat etmiştir. Bu hassas dönemde ekonominin dümenine geçerken Sayın Bakanımız, ‘Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmadığına’ dikkat çekerek, yol gösterici ilkelerinin, ‘şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik’ olacağının altını kalın çizgilerle çizmesi önemlidir. Ekonomide bugün yaşadığımız sorunları elbette sihirli bir değnekle bir günde düzeltmemiz mümkün değildir. Sayın Bakan’ın söylediği gibi ‘biraz sabır ve zamana’ ve biz üreticilerin desteğine ihtiyaç vardır. Maden üreticileri olarak bizlerin, yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen, Sayın Şimşek ve yeni yol arkadaşlarına bu noktada destek olmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘Madencilik dalgakıran etkisi görür’
Yücel, pandemi ve Rusya ile Ukrayna savaşının ardandan ülkelerin, ister istemez kendi hammadde ihtiyaçlarına göre yer altı kaynaklarıyla ilgili yeni hamleler, yaklaşımlar, standartlar ve düzenlemeler yapmak zorunda bıraktığına da dikkat çekerek, “Ülke olarak bizim de bu yeni duruma hazır olmamız ve yer altı potansiyelimizi ekonomiye kazandıracak atılımları yapmamız gerekiyor. Çünkü Madencilik sektörünüz ne kadar güçlü olursa, dış ve iç kaynaklı ekonomik sıkıntılardan o kadar az etkilenirsiniz. Madencilik, bugün özellikle kur kaynaklı yaşadığımız ekonomik krizlere karşı dalga kıran etkisi görür. O yüzden yeni ekonomi yönetiminden, yer altı kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması için arama ve yeni işletmelerin kurulmasına hız vermesi ve teşvik etmesini bekliyoruz. Çünkü yerin altındaki kaynaklarımızı ne kadar üretime katarsak, ülke olarak o kadar güçlü oluruz ve geleceğimizi garantiye alırız” çağrısında bulundu.
Bir yanıt bırakın