Nerede o eski ‘filtresiz’ günler? Twitter ‘ünlü mezarlığı’ oldu

Dünyaca ünlü aktör Ashton Kutcher, Nisan 2009’da ABD’de yayın yapan CNN televizyonunu bir yarışa davet etti. Amaç o sırada henüz 3 yaşında olan ve kitlelerin yeni yeni tanımaya başladığı Twitter’da 1 milyon takipçiye ulaşabilen ilk hesap olmaktı. Kutcher, bunu CNN’den önce yapabileceğini savunuyor, yarışı kazandığı takdirde de kanalın kurucusu Ted Turner’ın ziline basıp çalacağını söylüyordu.

Nitekim dediğini de yaptı. Hatta 1 milyon takipçi sayısına ulaşmasını Turner’ın kapısının önünde şampanya patlatarak kutladı. Bu anları canlı yayınla tüm dünyayla paylaşan Kutcher, “Tek bir insanın internetteki sesinin bir medya şirketi kadar büyük olabilmesini hayret verici buluyorum” demişti.

Bu minik yarışmanın ardından pek çok ünlü isim birbiri ardına Twitter’a katılırken, uygulamanın alt yapısı artan trafiği kaldıramaz olmuştu.

Aradan geçen 13 yılda Twitter haber, siyaset ve kültürün tüm dünyaya yayıldığı bir merkez haline geldi. 2009 yılının 1 milyon takipçi hedefleri ise şu an kulağa komik bir şaka gibi geliyor. Platformun en yüksek takipçili kullanıcılarından ABD eski Başkanı Barack Obama, pop yıldızı Lady Gaga, yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo ve daha nicelerinin takipçi sayıları 75 milyonun üzerinde. Ancak birçok ünlü isim hesaplarını yeni çıkan işlerinin promosyonunu yapmak dışında kullanmaz oldu. Tweet atmayı tamamen bırakan ünlü de çok. Sözün kısası Twitter bir ünlüler mezarlığına dönüşmüş durumda.

TWITTER ÖLMÜYOR AMA ÜNLÜLERİ KAÇIRIYOR

Elon Musk geçtiğimiz ay Twitter’ı satın alacağına ilişkin söylentilerin ayyuka çıktığı günlerde bir tweet attı. Sitenin en yüksek takipçili kullanıcılarının bir kısmının hiç aktif olmadığına dikkat çeken Musk, “Twitter ölüyor mu?” diye sordu.

Bu sorunun kısa yanıtı “Hayır”. Zira Twitter’ın şu anki günlük kullanıcı sayısı 229 milyona ulaşmış durumda. (Bu sayı daha üç ay önce 217 milyondu.) Ve fakat Musk’ın popüler kullanıcıların platformdan uzaklaştığı yorumu da yanlış değil.

Sosyal medya analiz şirketi Social Blade’in verileri oldukça dikkat çekici… Şöyle ki Musk’ın dışındaki en popüler 10 Twitter hesabı, 2022’nin ilk dört ayında ile 2018’in aynı dönemine kıyasla ortalama yüzde 35 daha az paylaşım yapmış. Tweet sayısı artanlar ise sadece Obama ve Musk.

Tesla CEO’su, 44 milyar dolar karşılığında satın alım sürecine girdiği Twitter’da bu trendi tersine çevirmek istiyor. Ama bunu başarması oldukça zor görünüyor.

Washington Post gazetesinin kamuoyunda “A-list” olarak bilinen çok tanınmış ünlülerin menajerliğini, danışmanlığını ya da sosyal medya yönetimini yapan 17 kişiyle yaptığı görüşmelerden elde ettiği sonuç çok çarpıcı: Ünlüler Twitter’ı riskin yüksek kazancın ise çok düşük olduğu bir platform olarak görüyor. Twitter’daki söylemin aşırı politize olması ünlüleri kaçıran en önemli faktör. O kadar ki birçok tanınmış isim hesaplarını dahi kendileri yönetmiyor, sadece yardımcıları ya da anlaştıkları ajanslar aracılığıyla yaptıkları sıkıcı promosyon paylaşımlarıyla yetiniyor. Twitter’daki tacizler ve şiddet olayları da ünlülerin buradan uzaklaşmasının ardındaki bir diğer sebep.

Ünlüler bunun yerine oyuncaklı videolarıyla Instagram ve TikTok gibi platformları tercih ediyor. Bu uygulamaların Twitter’a kıyasla daha güçlü olan güvenlik özellikleri de istenmeyen etkileşimlerin engellenmesini kolaylaştırıyor.

ÜCRETLİ TWITTER’IN KULLANICI SAYISI ARTAR MI?

Twitter, Washington Post’un konuyla ilgili yorum talebini reddetti ancak platform üzerinde birçok ünlünün halen aktif olduğuna dikkat çekti. Örneğin yaklaşık 21 milyon takipçisi olan Zendaya başrolünde yer aldığı “Euphoria” dizisinin her bölümü sırasında canlı izleme tweet’leri atıyor. 12 milyon takipçili rap’çi Kendrick Lamar da yeni albümünü Twitter üzerinden duyurdu.

Diğer yandan Musk, Twitter’ı satın alabilirse, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın hesabı üzerindeki yasağı kaldırmayı ve site genelinde uygulanan ifade kısıtlamalarını gevşetme sözü verdi. Diğer yandan New York Times’ın ulaştığı bir yatırımcı sunumuna bakılırsa, Musk, Twitter’daki aktif kullanıcı sayısını üç katına çıkarmayı ve kurulduğu ilk günden beri ücretsiz olan hizmet karşılığında ücret istemeyi de planlıyor.

Bu amaçların aynı anda hayata geçirilmesi mümkün mü, bunu zaman gösterecek. Ancak Twitter’ın ünlülerle ilişkisinin geçmişi, Musk’ın benimsediği “Bırakınız yapsınlar” politikalarının daha fazla tanınmış ismin kaçışına neden olabileceğine işaret ediyor. Musk Twitter’ı “fiili bir agoraya” dönüştürmek istediğini sık sık belirtiyor. Ancak uygulamanın en büyüklerinin katılım göstermediği bir agorayı da tahayyül etmek epey zor.

* * * * *

Bugün 17 milyon takipçiye sahip olan Ashton Kutcher, 2009’da CNN’e karşı girdiği yarışı kazandığında, analistler ve gazeteciler bunun bir dönüm noktası olduğunu, artık geleneksel medyanın yerini yeni medyanın aldığını ve artık dördüncü gücün sosyal medya kullanıcılarının ta kendisi olduğunu savunuyordu. O dönemde Ellen DeGeneres, Paris Hilton ve Nicki Minaj gibi ünlülerin takipçi sayıları uçuşa geçti. Charlie Sheen ise 2011’de “Two and a Half Men” dizisinden kovulduktan sonra Twitter’ın da etkisiyle hiç yaşamadığı bir üne kavuştu.

Bu gelişmeler hem siteyi hem de kültürü değiştirdi. Obama’nın başkan olduğu dönemde Twitter hızla büyüyor, birçok aşırı ünlü platformda hesap açıyor, gündelik meselelere dair yorumlarını, gözlemlerini, hayatlarına dair detayları paylaşıyor, ünlülerle ünsüzler arasındaki engeller ortadan kaybolmaya başlamış gibi görünüyordu. Kişinin kendisine dair ufak bir detay paylaşmasının büyük ilgi çekeceğine inanılıyordu. Sanatçılar, içerik üreticileri kendilerini ifade etmek için yeni eserlerinin kitlelerle buluşmasını beklemek zorunda kalmıyordu.

Örneğin Rebel Wilson’ın 2012 yılında paylaştığı “Sadece tatlı satılan bir restoran açmayı adını da ‘Spor Salonu’ koymayı düşünüyorum” gibi eğlenceli tweet’leri, başrolünde yer aldığı “Pitch Perfect” filmlerinin önce sosyal medyada sonra da popüler kültürde fenomenleşmesini sağladı. 10 yıl sonra bugün Wilson’ın neredeyse 3 milyon takipçisi var. Ama sayfasını açıp baktığımızda, “Yarın filanca kanalda falanca kişinin konuğuyum” gibi etliye sütlüye karışmayan tanıtım tweet’lerinden başka bir şey görmüyoruz.

ELLEN VE DİĞER ÜNLÜLER TWITTER’I “KIRDI”

İngilizce “celeb Twitter” denen Twitter’a ünlü akınının zirveye çıktığı dönem ise 2014 yılı oldu. Oscar ödüllerinde sunucu Ellen DeGeneres, Meryl Streep’le bir selfie çekmek için izleyicilerin arasına indi. Twitter’ın televizyon ortaklıkları ekibinin organize ettiği bu hareketin devamında Bradley Cooper tamamen spontane bir biçimde telefonu DeGeneres’ten kaparken birçok başka ünlü de kadraja girdi. Sonuçta ortaya çıkan DeGeneres tweet’i o kadar çok retweet ve etkileşim aldı ki Twitter’da ufak çaplı sorunlar yaşandı.

Ancak 2010’ların ortasında iki önemli değişim meydana geldi. Bunlardan birinci 2012’de Facebook’un satın aldığı Instagram’ın yükselişi, ikincisi de ABD’de 2016’da yapılan başkanlık seçimleriydi.

Instagram sayesinde ünlüler hayranlarıyla, Twitter’ın kötü bir ün kazanmasına neden olan ağız dalaşlarına girmeden iletişim kurabiliyordu. Başkanlık seçimleri öncesi ve sonrasında Trump’la alakalı haberlerin diğer gündem konularını görünmez hale getirmesi de platformdaki zaten var olan kutuplaşmanın artmasına neden oldu.

Twitter da bu değişimi benimsedi ve kendisini bir haber uygulaması olarak konumlandırdı. Hatta uygulama mağazalarındaki kategorisini de ‘sosyal ağ’dan ‘haber’e çevirdi. Ancak eğlence sektörü internetteki söylemin bir parçası olmak ve kendisini haber çılgınlığına atmak konusunda pek de hevesli değildi.

Menajerlik şirketi Career Artist Management’ın dijitalden sorumlu eski başkan yardımcısı ve müzik sektörü yöneticisi Freddie Morris, Washington Post’a, “Trump başa geçtikten sonra siyaset çok büyük bir şey haline geldi” dedi ve platformu terk eden ünlülere Maroon 5 grubunun solisti Adam Levine’ı örnek gösterdi: “Levine Twitter’dan Instagram’a gitti ve bir daha da geri dönmedi.” Elbette Levine Twitter hesabını kapatmadı. Ancak şu an paylaşımlarının çoğu yardımcılarının elinden çıkıyor. Tweet’leri eskisi kadar sık ve samimi değil. Instagram’daki takipçi sayısı ise Twitter’dakinin neredeyse iki katına ulaşmış durumda.

NEREDE O ESKİ “FİLTRESİZ” ÜNLÜLER

Washington Post’a konuşan sosyal medya danışmanlarına göre, bazı ünlülerin canları siyasi içerikli tweet’leri nedeniyle çok sıkıldı. Bazılarına menajerleri tarafından “Siyasi paylaşımların dozunu düşür yoksa seyirci kaybedersin” uyarısı yapıldı. Hal böyle olunca birçok ünlü en güvenli yolu seçerek tweet’lerini profesyonel marka yöneticilerine emanet etti.

Lizzo ve Ariana Grande gibi çok büyük takipçili isimler birer birer platformdan ayrılıyor. John Mayer, Aubrey Plaza, Kumail Nanjiani gibi isimler ise bir zamanlar paylaştıkları renkli tweet’lerinin çok uzağında bir profil sergiliyor. Twitter’ın içerik moderasyonu girişimlerini artırması bazılarının sınırlı da olsa geri dönüşünü sağladı ancak eski zamanların “filtresiz ünlü” tweet’lerinden eser yok.

Örneğin Lizzo, Ocak 2020’de Twitter’ı bırakma gerekçesini şu sözlerle açıklıyordu: “Twitter’da olmayı çok isterdim çünkü bana açık destek veren sizlerle bağ kurabilirdim. Ama şu an internet zorbalarıyla uğraşmayacağım bir noktaya geldim.” (Lizzo’nun Instagram hesabında 12 milyon takipçisi var.)

Kalanların bir kısmı provokatif tweet’leriyle markalaşmaya başladı. Leslie Jones ve Anna Kendrick gibi komedyenler de halen esprili yorumlarına devam ediyor. Ama Twitter artık “Hollywood ünlüleri nasıl yaşıyor?” diye merak edenlerin başvurduğu bir kaynak olma özelliğini kaybetti.

* * * * *

Twitter’ın Musk’ın hayallerindeki büyüklüğe ulaşabilmesinde ünlülerin geri dönüşü etkili bir katalizör olabilir. Ancak bu hiç kolay olmayacak. Dahası Twitter o kadar sorunlu görülüyor ki, Hollywood’un tanınmış danışmanları müşterilerine “Aman uzak dur” diye uyarılarda bulunuyor.

Hollywood’un birçok aktörünün ve yapımcısının halkla ilişkilerini yürüten ancak sektördeki ilişkilerinin bozulması endişesiyle adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, “Onlara en önce neden Twitter’da olmak istediklerini soruyorum: ‘Gerçekten hayranlarla olumlu bir etkileşim kurabileceğine inanıyor musun, yoksa bu sadece egonu yükseltecek bir şey mi?'” diye konuştu. Çoğu durumda müşterisine “Bu riske girdiğine değmez” dediğini de belirten kaynak, “‘Şu an iptal edilmek için birçok farklı yol var. Dünyaya gerçekten başka bir yol daha açmak istiyor musun?’ diye soruyorum” ifadelerini kullandı.

Birçok reality show yıldızının sosyal medyasını yöneten Jamin Jamming ise siyasi yorumcular ve habercilik alanında çalışan kişiler dışında, Twitter’da olmanın ünlülerin ilham vericiliğine zarar verdiğini belirtti.

Jamming, “Bazı ünlülerin çekiciliğinin önemli bir kısmı görünüşlerinden geliyor. Twitter’da makyajları, modaya ne kadar uydukları, giysiler, ayakkabıları göz önüne çıkmıyor” dedi.

Ünlülere dijital strateji desteği sunan Wynter Mitchell-Rohrbaugh ise “Twitter’da başarılı olmak için zeki olmalısınız, söyleyecek bir şeyiniz olmalı, zamanın ruhunun bir parçası olmalısınız. Ünlüler için burada insanlarla tanışmak zor bir şey” yorumunu yaptı.

Twitter’ın ortamının rakiplerine kıyasla çok daha serbest olduğunu ve kullanıcıları daha geniş bir dünyayla karşı karşıya bıraktığını da sözlerine ekleyen Mitchell-Rohrbaugh, “Ünlüler kendi balonlarının içinde olmayı seviyorlar ve Twitter bu balonun çok dışını görmelerine neden oluyor” diye konuştu.

TWITTER ÜNLÜLERE PARA KAZANDIRMIYOR

Bunca dezavantajının yanı sıra, diğer büyük platformlarla kıyaslandığında, Twitter’ın getirileri de oldukça sınırlı.

Yetenek menajerlik şirketi Range Media’nın ortağı ve dijital sorumlu eşbaşkanı olan Kai Gayoso, “Filmini tanıtan bir ünlünün gözüyle Twitter’ın içindeki mekanizmalara baktığınızda, insanlara bilet almalarını hatırlatacak çok fazla akıllı ürün entegrasyonu olmadığını görüyorsunuz” dedi.

Yıllarını ünlülere sosyal medya danışmanlığı yapmaya vermiş olan Kendall Ostrow da ünlülerin Twitter’ı paraya dönüştürmesinin zorluğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Kardashian’lar bir sponsorlu tweet için 1 milyon dolar almıyorlar. Twitter sizin kültürel bağlamda güncel kalmanızı sağlıyor olabilir ama para kazanmanızı sağlayan Instagram, YouTube ve TikTok.”

ÜNLÜLER TROLLERLE MUHATAP OLMAK İSTEMİYOR

Birçok sosyal medya yöneticisi, platformun taciz ve istismarı önlemekteki başarısızlığının önde gelen kaçış sebebi olduğunu belirtti. Instagram ve TikTok, çok güçlü yorum filtreleri uygularken, Twitter’ın güvenlik kontrolleri çok daha sınırlıydı. Bu durum özellikle Parag Agrawal’ın CEO olmasından sonra benimsenen “sağlıklı diyalog” misyonuyla bir nebze olsun çözülür gibi oldu. Ancak Musk’ın sitedeki içerik moderasyonu çabalarını “solcu önyargısı” olarak nitelendirmesi, bu sürecin yeniden tersine döndürülebileceğine işaret ediyor.

Çok büyük bir ünlünün hesabını yönetmekte olan sosyal medya danışmanı Dolly Meckler, “Twitter, trollerin üreme alanı oldu” derken, “İnsanlar burada başka hiçbir platformda olmadığı şekilde cevaplar verebiliyor. Konuştuğum ünlüler, pek de dostane bir ortam olmadığını hissettiklerini söylüyor” ifadelerini kullandı.

Geçmişte Ariana Grande, Jay-Z gibi isimlerin kampanyalarında çalışmış Los Angeles merkezli butik sosyal medya ajansı In Haus’un başkanı Liz Stahl, “Musk yönetimi ele alırsa, Twitter, bir ünlüye ‘Yatırım yap’ diyeceğim son yer olur. Bunu şu ankinden bile daha güçlü söylerim” dedi. Stahl, “Elon Musk’la her şey çok karmaşık olacak, orada olmak için heyecan duyan insanları düşündüğümüzde şimdikinden bile çok…” ifadelerini kullandı.

Musk’ın Nisan ayında paylaştığı Twitter’daki ünlülerin sessizliğine ilişkin tweet’ine gelen bir cevapta, “Ünlüler için ‘düşüncelerini tweet’lemenin’ maliyeti fazlasıyla yüksek. İptal edilme kaygıları onları pasif kullanıcılara dönüştürüyor” deniyordu. Bu tweet’e cevap da ünlü komedyen Kathy Griffin’den geldi. Griffin, “Doğru bilgi” yazdı. Nitekim adları yıllarca Twitter’la anılan Ellen DeGeneres ve Chrissy Teigen gibi ünlüler bile Twitter aleminin tepkilerinin acısını hissedenlerden oldu. Teigen nihayetinde hesabını dahi kapatmak zorunda kaldı.

“TWITTER, FACEBOOK’A DÖNÜŞÜYOR”

Yine de Hollywood’da Twitter’ın ünlüler için bir çıkmaz sokak olmadığına inanan, hatta ünlülerin sosyal medyayı daha cesur kullanması gerektiğini savunanlar da var. Örneğin Gattaca, the Big Chill, Contagion gibi filmlerin yapımcısı Michael Shamberg, “Bir film için oyuncu arıyor olsam ve karşıma gelen aktörün Twitter’da açık sözlü paylaşımlar yapması çekiciliğini artıracak bir etken olur” dedi.

“Twitter’da aktif olması bir izleyici topluluğuyla gerçekten bağ kurmasını saplayacak bir şeye sahip olduğu anlamına gelir” ifadelerini kullanan Shamberg, birçok durumda bunun tepki görme endişelerine ağır basacağını da sözlerine ekledi.

Öyle bile olsa, birçok ünlü Twitter’da başarılı olmk için gereken zamana ve çabaya değmediğini düşünüyor. Sosyal medya strateji uzmanı Freddie Morris’in ifadeleriyle “Twitter, Facebook’un olduğu şeye dönüşüyor, yani ‘Onu ekibime bırakacağım’ diye bahsedilen bir platforma.”

The Washington Post’un “How Twitter lost the celebs” başlıklı haberinden derlenmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*