Karbon yoğun kentleşme ve yetersiz planlama insanları savunmasız bırakıyor

MELTEM GÜNEŞ Ankara – Bakanlığın hazırladığı Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, Türkiye genelinde sıcak hava dalgalarının görülme sıklığında “dramatik” bir artış yaşanması ve 2 yılda bir görülen sıcak hava dalgalarının her yıl görülmesi bekleniyor. Planda, ortalama sıcaklıktaki değişimin en fazla Doğu Anadolu Bölgesi’nde hissedileceği aktarıldı. Sıcaklık artışının hayvanlarda üreme döngüsünün değişmesine, gebelik oranının düşmesine, ölüm oranının artmasına neden olacağına işaret edilerek, bunun da süt ve et üretimini azaltacağı belirtildi.

Gelir çeşitlenmeli

İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde risk seviyesinin yüksek olduğu da belirtilen raporda iklime bağlı gelir kaybı riskinin azaltılması için ise hanelerin tarım-dışı gelir profillerinin çıkartılarak kırsal alanda alternatif gelir olanaklarını (turizm, sağlık, enerji gibi) geliştirecek yatırımların yapılması önerildi. Karbon yoğun kentleşme modelinin, yetersiz planlama ile birlikte değişen iklim karşısında riskleri arttırdığı ve hem kentleri hem de yaşayanları “savunmasız bıraktığı” vurgulandı. Planda, değişen iklimin sağlık üzerinde de tehlikelere yol açtığı ve açacağı ifade edilerek, sıcak, soğuk hava, gıda, su ve hava kalitesiyle ilişkili hastalıkların yanı sıra ruhsal sorunların da ortaya çıkabileceği belirtildi. İklime duyarlı sağlık sektörü strateji belgesinin hazırlanması gerektiği vurgulandı. Sağlık sektörünün iklim değişikliği karşısında zayıf noktaları ise şöyle sıralandı:

Sağlık öyküsü alırken henüz çevre öyküsü alınmasının rutin hizmetlerde yer almaması.

Sağlık sektörünün kendisini diğer sektörlere anlatamaması, sağlık konularının farklı disiplinler ve sektörler için karmaşık gelmesi.

İklim ve sağlık ilişkisini ortaya koyan Türkiye’ye yönelik nicel ve nitel kanıt havuzunun boş olması,

Türkiye’de giderek artan göç olgusu etkisiyle; göçün iklimle ilişkisi, göçün iklim ve sağlık ilişkisine etkisi ve göçle gelenlerin Türkiye iklimine uyumu gibi konuların gündemin ilk sıralarına oturmasına rağmen konunun henüz akademik, kurumsal düzeyde çalışılmaması.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*